Türkiye'nin en iyi haber sitesi
MAHMUT ÖVÜR

Suriye'deki katliama kim dur diyecek?

Suriye'de sona yaklaşılıyor. Beşar Esad binlerce insanın kanını döktüğü gibi, şimdi nereye savrulacağı bilinmeyen bir savaşın eşiğine getirdi ülkesini.
Arap Baharı'nın dalga dalga bu noktaya geleceği biliniyordu. Yenidünya artık diktatörlükleri taşıyamıyor, taşımıyor. Bu kaçınılmaz bir durum. Bu nedenle yeniçağın belki de en ayırt edici özelliği meşru çizgide kalmak.
İster devlet olsun ister eli silahlı örgüt, meşruiyet çizgisinin dışındaysa yıkılmaya, yok olmaya mahkûm. Suriye şimdi bunu yaşıyor. Mısır'da, Tunus'ta Libya'da olduğu gibi... Diktatörlükler yıkılıyor. Yerine ne kurulacağı bilinmese de gerçek bu...
Suriye'de olanlara bakın... Aylardır dünya Suriye yönetimine çözüm üretmesini öneriyor. Peki, o diktatör ne yapıyor? Dünyanın gözü önünde halkını katlediyor. Bosna'yı hatırlayın... Batı'nın gözleri önünde 3 yıl içinde 250 bin insan öldürüldü. Müslüman coğrafya ayakta "Katliamı durdurun" diye feryat ediyordu. Dünya kamuoyu da devreye girince ABD ve Batı mecburen olaya el koydu ve katliama son verildi.
Şimdi komşumuz Suriye'de benzer bir katliam yaşanıyor. 10 bini aşkın insan öldürüldü, 50-60 bin kayıptan söz ediliyor. Bu vahşete bırakın dünyayı, komşu olarak ne diyeceğiz? Sessiz mi kalacağız? Dünya Bosna'ya Balkanlar'a nasıl ilgisiz kalmadıysa Ortadoğu'da olup bitenlere de ilgisiz kalamaz.
Eski dünya yok artık. Çok değil, 5 yıl önce Şam sokaklarını gezdiğimizde "korku devleti"ne rağmen insanların yüzünde "değişime" dair umudun izleri vardı. Sokaktaki insanlar o despotik yapı içinde bile umutla Esad'ın babasından aldığı diktatörlüğü reformlarla dönüştüreceğine inanıyorlardı. Türkiye de benzer bir beklenti içindeydi.
Ama olmadı... İktidar körleşmesi Suriye'de değişime izin vermedi ve kan dökerek ayakta kalmayı seçti. Deneyimli bir siyasetçi Suriye gerçeğinden hareket ederek şöyle genel bir değerlendirme yapıyor:
"Bu çağda meşruiyet çizgisinden çıkan ister ülke ister örgüt olsun av olmaya mahkûmdur."
Beşar Esad kendi ülkesini av konumuna düşürdü. Aynı şey adı ne olursa olsun örgütler için de geçerli. Meşruiyet çizgisini bir tarafa itip, elindeki silahla halkına özgürlük vaat edenler bu küresel çağda daha güçlü olanların oyuncağı olmaktan öteye geçemezler.
Tunus'ta, Mısır'ın Tahrir meydanında 20-30 yıllık diktatörlerin tek kurşun atılmadan yıkıldığı bir çağın içindeyiz. Bu gerçeği eski dünyanın statükocu devletleri görmediği için kan döküyorlar. Suriye'de kan döken Esad diktatörlüğü bu yüzden yalnızlığa mahkûm. Rusya ve Çin'in de desteği uzun sürmeyecek görünüyor. Hamas ve Hizbullah gibi örgütler bile rota değiştirdi.
Umarız daha fazla kan dökülmeden Suriye'deki Baas diktatörlüğü yıkılır.

YAZARIN BUGÜNKÜ DİĞER YAZILARI
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA