Türkiye'nin en iyi haber sitesi
MAHMUT ÖVÜR

‘Kalbim çok büyük yara aldı’

Suriyelilerin vatandaş yapılması meselesine verilen tepkilerin en masumu bile öfkeli bir milliyetçiliği yansıtıyor. Ama en ilginci sol adına, "halkların kardeşliği" diyerek siyaset yapanların verdiği tepki.
Yalan söylemekte hiçbiri sınır tanımıyor. Kimi 1.5 milyon oy için yapıldığını, kimi işsizliğin artacağını, kimi daha da ileri gidip Suriyeliler vatandaş yapılırsa hırsızlık ve terör gibi suçların artacağını söylüyor.
Oysa gerçek şu: Bir kere Suriyelilerin çoğu çocuklar dahil ülkelerine dönmek için can atıyor. Suç işleme oranları da bugün bile çok düşük düzeyde. Ayrıca Türkiye'nin vatandaş yapacağı sayı da taş çatlasa 30'la 300 bin arasında. Bunların büyük çoğunluğu da ya iyi yetişmiş meslek sahibi ya da ciddi yatırım yapan Suriyeliler.
Aslında Türkiye'deki Suriyeliler gerçeğini belki de en iyi Suriyeli çocuklar anlatıyor. Elimde "Suriyeli Çocuklardan Mektup Var" isimli bir kitap var. Kitabı Kilis Belediye Başkanı Hasan Kara hazırlatmış.
Biliyorsunuz Kilis kendi nüfusundan fazla mülteciyi ağırlayan, sınır şehri olması nedeniyle de savaşın acımasızlığını ruhunda hisseden bir şehir. O şehirde bugün toplam 20 bin Suriyeli öğrenci bulunuyor. Belediye Başkanı Kara kitabı anlatırken şöyle diyor:
"Suriyeli yavrularımız mektuplarda; çektikleri açıları, onları bağrına basan insanımıza duyulan minneti, özgürlük, vatan ve barış özlemlerini dile getiriyor."
İşte dünya liderleri ve devlet büyüklerine seslenen Suriyeli çocukların feryadı:

'Çocukluğumun sokakları...'
"Adım Yusuf, Halepli bir çocuğum. Okula başlamadan dünyayı bilmediğim bir yaşta yıkım, savaş ve ölümler gördüm. Dünyanın hep böyle olduğunu sanıyorum. Bazen rüyamda görüyorum oturduğumuz mahalleyi; polislerin bir binası vardı. Onun etrafında o kadar silah sesi, bomba sesi duydum ki, çoğu gece uyamaya korkuyordum. Çevremdeki her şey yok olmaya başladı. Ondan sonra kaçmaya başladık. Türkiye sınırına ulaştık. Sizden çocukluğumun sokaklarını istiyorum." Yusuf.

'Çok küçük bir hayal'
"Benim adım Sara. 12 yaşında Suriyeli savaş mağduru bir çocuğum. Suriye'deyken çok güzel ve özel bir hayatım vardı. Orası vatanım can damarımdı. Art arda atılan bombalar, saldırılar kan gölüne dönen hastaneler, okullar, evler... Tüm bunlar bizi yurdumuzdan etti.
Umutların bittiği noktada Türkiye'nin uzattığı el bize umut ışığı oldu. Mektubumu sonlandırırken size bir hayalimi söylemek istiyorum.
Küçük ama çok küçük bir hayal. Bahçesinde oynayacağım küçük huzurlu artık bomba seslerinin değil, kuş cıvıltılarının duyulacağı evime tekrar kavuşmak." Sara Hossun.

'Sonra sesim kesildi'
"Ben bir Suriyeli çocuğum. Ve bir gün büyük bir bomba evimize düştü. Bağırdım, anne dedim kardeşim dedim. Sonra sesim kesildi. Sonra insanlar beni enkaz altından çıkardı. Üç kardeşim öldü. Biz savaştan nefret ediyoruz. Çünkü çocukları vuruyor, kadınları vuruyor, evleri yıkıyor, okullarımızı yok ediyor. Savaşı durdurun. Evime, oyuncaklarıma dönmek istiyorum. Vatanımı seviyorum son olarak dünyanın tüm çocukları benim çektiğim acıları çekmesin." Abdullah El Hamed.

'Kim kazançlı çıktı?'
"Bu yaranın dermanı yok. Ben bu âlemde tek kaldım. Şimdi soruyorum bu olaylardan kim kazançlı çıktı? Neden benim acımı kimse hissetmiyor? Ülkemde barış olsun. Bize destek olan Türkiye'ye sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum. Sayın büyüklerim durdurun savaşı evimi özledim." Nur Sabah Cafer.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA