Türkiye'nin en iyi haber sitesi
MAHMUT ÖVÜR

CHP’deki kavganın kaybedeni

CHP'deki derin sancının nedeni "siyasetsizlik" olunca, bir yerden patlaması kaçınılmaz. Klasik rotasından çıkan ve yeni rota koyamayan CHP'de er veya geç kılıçlar çekilecekti. Kavgaya yol açacak o kadar çok "uyumsuzluk" var ki saymakla bitmez.
Bunun son örneği İstanbul'da İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ve İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu arasında yaşanıyor. İmamoğlu'nun üç seçimini yöneten kampanya direktörü Necati Özkan yazdığı, "Kahramanın Yolculuğu" kitabıyla deyim yerindeyse CHP'yi salladı. Salladı çünkü kitap sadece bir seçim başarısı üzerine kurulu değil. Bir "siyasi kahraman" yaratmaktan söz ediyor:
"İstanbul'da bile çok az bilinen genç bir adamın, tüm Türkiye tarafından tanınarak geniş kitlelerin umudu haline gelmesi, sıfır hatayla hayata geçirilen ilham verici kampanya ve 3 ay arayla yapılan iki seçimden galip çıkmanın tüm öyküsü okuyucuyla paylaşıyor"
Bu tespitler saklanan ama gerilimi yüksek İmamoğlu-Kaftancıoğlu çekişmesini açığa çıkarttı. Kaftancıoğlu, "yalan"la suçlayarak kitaba çok sert cevap verdi:
"Kahramanın hikayesini yazıyorum diyerek kahramandan daha çok kendilerini kahramanlaştırmaya çalışan profesyoneller bilsinler ki; yalan, yanlış ve eksik verilerle genel merkez iradesinin, CHP örgütlerinin ve İstanbul ittifakının emeğine hiç kimse saygısızlık edemeyecektir!"
Hikayenin asli unsurunun sadece "profesyoneller" olmadığı çok açık.
Buzdağının görünen yüzünde bunlar olurken, arka planda çok daha karmaşık ilişkilerden söz ediliyor. Örneğin "Kaftancıoğlu, sadece partililerin emeğini düşündüğü için mi itiraz etti?" sorusuna CHP'lilerin cevabı çok net, Onlara göre; Kaftancıoğlu, İmamoğlu'nu "rakip", daha doğrusu genel başkanlığının önünde bir "engel" gördüğü için hızlı ve sert tepki verdi.
Bir anlamda kitap Kaftancıoğlu'nun "gizli gündemi"ni deşifre etti. Denilenlere göre, Kaftancıoğlu, yerel seçimlerde bizzat genel başkan Kılıçdaroğlu'nun istediği Battal İlgezdi, Ali Kılıç, Bülent Kerimoğlu ve Rıza Akpolat'ın aday olmaması için büyük mücadele verdi. Nedeni de çok basitti; İstanbul'un delege gücünü elinde tutmak ve hedefe o güçle gitmek.
Bu arzusunda o kadar ısrarlı ki, CHP kulislerde "Artık genel başkan yardımcısı olursun" diyenlere, "Bana bunu mu layık görüyorsunuz" dediği bile konuşuluyor. Bu yüzden Türkiye'nin il ve ilçelerini dolaşıyor, hatta İstanbul Büyükşehir Belediyesinin CHP'lilere iş vermesi için formlar hazırlatarak bizzat basına sızdırdığı bile söyleniyor.
Kısaca Kaftancıoğlu da CHP gibi rotasını kaybetmiş durumda. Bir yandan HDP ve marjinal solla ilişkisini sürdürüp PKK yöneticilerinden Sakine Cansız'a bile sahip çıkıyor, "Mustafa Kemal'in Askerleri" söylemini içine sindiremiyor, öte yandan CHP örgütünü sahiplenerek İmamoğlu'na meydan okuyor.
Doğrusu İmamoğlu'yla savaşında hiçbir şansı yok. İmamoğlu profesyonel bir yaklaşımla "topa girmeden" mesajını, Kampanya Direktörü Necati Özkan üzerinden veriyor. Tıpkı Muharrem İnce'ye verdiği gibi...
Bütün mesele bu çok aktörlü kavgada Kılıçdaroğlu'nun nasıl tavır alacağında... Kaftancıoğlu'nun gözünü yukarı dikmesi onun hesabına da uymuyor. Kısaca CHP aç-ı sında gelecek çok şeye gebe. İç kavgada kimler saf dışı kalacak? İyi Parti'yle ittifak, HDP'ye ilişki aynı düzeyde sürdürülebilecek mi? Ve en önemlisi yeni "kahraman" İmamoğlu, kendisine biçilen rolü mü oynayacak yoksa kendisi mi rol alacak?

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA