Türkiye'nin en iyi haber sitesi
MAHMUT ÖVÜR

İyi Parti’de “Ülkücü” damgası

İyi Parti'de enteresan şeyler oluyor. Bu neyin kongresi diye süreci izlerken, meğer arka planda yeni bir dizayn planlanmış. Bu öyle "ustaca" bir dizayn ki, partinin en havalı, en agresif ismi Aytun Çıray bile neye uğradığını şaşırmış. Şaşırmış çünkü o CHP'den İP'e geçerken, yeni siyaset mühendisliğinin savaşçısı havasındaydı. Ama kısa sürede görüldü ki onun ruhu CHP'de sadece bedeni İP'teydi.
Tabi sadece o da değil, son kongre, bundan sonra o yolda kimlerle yürüneceğinin de işaretini verdi. Arka planda Koray Aydın imzasının olduğu yeni bir yapılanma bu... Ağırlığı ülkücülerden oluşan bu yapılanmayla da bir anlamda Devlet Bahçeli'ye dolaylı mesaj verilmiş oldu. Onun ne anlama geldiğini ise yavaş yavaş göreceğiz.
Gidenlere bakınca bu çok daha net ortaya çıkıyor. Giden her ismin İP'in kısa tarihinde Aytunç Çıray gibi imaj ve siyaset açısından "sorunlu" bir duruşu var; Ümit Özdağ, Behiç Kılıç, Demirel'in doktoru Aylin Cesur, Hayrettin Nuhoğlu, Feridun Bahşi, Eski İçişleri Bakanı İsmet Sezgin'in oğlu Aydın Adnan Sezgin ve İsmail Koncuk bu isimlerden öne çıkanları.
Aslında bu hamleyle merkeze oturamayan İP, aslına dönüp "milliyetçilik" kulvarında yeni bir yol haritası, yeni bir siyasi rota çiziyor kendisine. Bunun bir nedeni de "millet ittifakı" içinde yer alan "Dostlar" arasındaki görev dağılımının yeniden yapılması. Buna göre "dostlar" merkeze, Ali Babacan'ın Deva'sını koymuş ki İP devreden çıkıyor.
Şimdi cevabı aranan soru şu; İyi Parti, "küresel dostlar"ın da özel tercihi olan CHPDeva ve HDP üçlemesi içinde mi yer alacak yoksa kendisine yeni bir yol mu çizecek? Bunu önümüzdeki gönlerde gereceğiz.
Ama şimdiden şunu söyleyebiliriz; Koray Aydın, aslında Meral Akşener sonrasına hazırlık yapıyor. Çünkü bu kongreye, başta Kürtler olmak üzere toplumun her kesimine selam yollayan, TTB'yi bile ihmal etmeyen Akşener'in son tangosu olarak bakılıyor. Bu yüzden Akşener de partiden tasfiye edilenlere pek sesini çıkarmadı ya da çıkaramadı.
Seçimlere daha üç yıl varken, siyasette çok şeyin değişeceğini öngörmek için kahin olmaya gerek yok.

***


Yasaya rağmen TL'ye geçmeyen banka

Türkiye ekonomisi, 2018'in ortasından itibaren önce kur operasyonuyla sarsıldı sonra da Covid 19 salgınıyla...
Bu süreçten en çok etkilenenler de dövizle borçlananlardı. Hükümet bu kritik süreci, üretim zincirini durdurmayarak ve başta esnaf olmak üzere üretim yapanlara ciddi destek vererek en az zararla atlatmaya çalıştı. İlk yaptığı şeylerden biri de 2018 yılında Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle dövizle borçlananların bir an önce TL'ye geçmesi kararını almasıydı.
Birçok banka da buna uydu. Ancak uymayanlar da vardı. Onlardan biri de Burgenbank'tı. Akhisar Novada Outlet AVM, 2015 yılında bu bankadan 48 Milyon TL karşılığı döviz kredisi almış. O tarihte kiralar da dövizle alındığı için ilişki sorunsuz devam etmiş. Nereye kadar?, Cumhurbaşkanı kararnamesine kadar. O tarihe kadar da AVM, 48 Milyon TL'lik borcunun 35 Milyon TL'sini ödemiş. Geriye döviz cinsinden 14 Milyon EURO borç kalmış. Borç Euro olunca kalan borcun TL karşılığı yaklaşık 127 Milyon TL olmuş. İnanılmaz. Yani ilk kredinin neredeyse üç katı.
Peki bu neden böyle?
Çünkü Burgenbank, TL'yle ödemeye geçmemekte direnmiş. Novada AVM sahipleri defalarca anlaşmayı yenileme isteklerine rağmen banka hiç oralı olmamış.
Onlar da çaresiz bir şekilde mahkemenin yolunu tutmuşlar.
Dilekçede sık sık "dürüst tacir" olmaktan söz ediliyor, Bırakın dürüstlüğü ve ülkenin içinde yaşadığı sıkıntıları bu banka yasaları bile dinlemiyor. Bu yasa tanımazlığın tek çaresi mahkeme mi?

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA