Türkiye'nin en iyi haber sitesi
MAHMUT ÖVÜR

CHP’de isyan günleri

Siyasette sarsıcı bir tablo yaşanıyor. İktidar yeni siyasi hamlelerle toparlanırken muhalefet cephesi derin sarsıntılar yaşıyor. Önce İYİ Parti, ardından "Kandil vesayeti"ne rağmen küçük de olsa HDP, şimdi de CHP sarsılıyor.
Üç milletvekili, Mehmet Ali Çelebi, Hüseyin Avni Aksoy ve Özcan Özel istifa etti. Arkasından başka istifaların da geleceği konuşuluyor. İl, ilçe belediye başkanlarından meclis üyelerine, örgüt yöneticilerinden sıradan üyelere çok sayıda istifanın gelmesi şaşırtıcı olmayacak.
Olmayacak, çünkü başta CHP olmak üzere muhalefet partilerinde derin bir altüst oluş yaşanıyor. Bir anlamda dünyada yaşanan küreselci-millici ayrışmasından muhalefet partileri de paylarına düşeni alıyor. Bundan kaçış yok.
Aslında istifa eden üç milletvekilinin Ulusalcı-Atatürkçü olmaları CHP'yi küreselcilerin yanında konumlandıran Kılıçdaroğlu yönetimi için bulunmaz bir fırsat. İtiraz edenlerin azalması onlar için sevindirici. Tıpkı daha önce partiden ayrılan Birgül Ayman Güler ve Emine Ülker Tarhan gibi.

'İktidarın çöplüğünde yeni dostlar ararken'
Ancak bu kez durum biraz farklı... Bu kez özellikle dış politika ve siyaset-şiddet ilişkisi ekseninde HDP'ye bakışta çok derin ve net bir ayrışma yaşanıyor.
İstifa eden milletvekillerinden Mehmet Ali Çelebi, "İktidarın çöplüğünde yeni dostlar ararken, partili evlatlarını dışlayan CHP'ye geldik" tespitini yaptıktan sonra CHP'nin iki ana eksendeki siyasetine karşı çıkıyor:
"Vatanın bütünlüğünü, ülkenin bağımsızlığını, uygar toplumu ve adil bölüşümü her şeyin önünde gören, keder ve sevincimize ortak seçmenlere ihtiyaç vardır. Başka bir yol yokmuş gibi Kürt kökenli vatandaşlarımıza terörle arasına mesafe koymayan HDP'li siyasal elitler üzerinden gitmeyi kabul etmiyoruz. Onların aracılığına ihtiyacımız yoktur."
Bu siyasi yaklaşım, klasik 28 Şubatvari "ulusalcı" bir siyaset mi öngörüyor yoksa daha "milli ve yerli" duyarlıkları olan kapsayıcı yeni bir siyaseti mi?

İki kırılma noktası
İşte bu noktada Muharrem İnce faktörü devreye girecek. CHP'den ayrılan üç milletvekilinin İnce'yle buluşacakları biliniyor. Çünkü çok ortak noktaları var. Ancak iki temel noktada da farklı yaklaşımları var. En dikkat çekici olanı da HDP'ye bakış meselesi. Cumhurbaşkanlığı seçiminde Demirtaş güzellemeleri yapan, onu cezaevinde ziyaret eden İnce, acaba "terörle arasına mesafe koymayan HDP" konusunda hâlâ aynı yerde mi yoksa o milletvekilleriyle aynı mı düşünüyor?
Benzer bir kırılma, başörtüsü meselesinde de yaşanabilir. Bu konuda ulusalcı milletvekilleri, CHP'nin "başörtülüleri vitrine koyan" anlayışına mı karşı çıkıyorlar yoksa toptan başörtüsü meselesine mi itiraz ediyorlar açık değil. Bunun açıklığa kavuşması gerekiyor.
Bu da herhalde İnce'nin önüne gelecek önemli sorunlardan biri.
Bakalım hem bu konuda hem de HDP konusunda İnce, daha özgürlükçü bir yaklaşım mı ortaya koyacak yoksa üstünü örterek zamana mı bırakacak?
İnce ne yapar bilemem ama sorun değişen dünyayı ve Türkiye'yi anlamakta zorlanan hatta direnen muhalefet cephesinde. Bu cephenin yeni bir siyasi hikâyeye, AK Parti düşmanlığıyla yatıp kalkmayan, sosyolojiyi "şizofrenleştirmeyen", ikide bir vesayete sığınmayan, oy alamadığı toplumsal kesimleri ötekileştirmeyen ve şiddetle arasına mesafe koyan radikal bir siyasi yaklaşıma ihtiyacı var.
Siyaset üretemeyen muhalefet, bunu başaracak siyasi aktörü arıyor.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA