Türkiye'nin en iyi haber sitesi
MAHMUT ÖVÜR

İstanbul’da ezber bozan formül

Son 10 yılda yapılan iki yerel seçimde muhalefet hiç bu kadar dağınık ve abandone olmamıştı. Sadece ittifak partileri arasında değil, o partilerin kendi içinde, hatta adaylar arasında bile derin gerilim var.
Bu tablonun değişmemesi ve dağınıklığın devam etmesi doğal olarak AK Parti ve Cumhur İttifakı partilerinin şansını artırıyor. Bugünden görünen o ki, sokaktaki siyasi hava Cumhur İttifakı'ndan yana esiyor. O esintinin devam edip etmemesi de halka "güven veren" aday seçimine bağlı.
İki gündür Ankara'da siyaset kulislerini izliyorum. Nereye giderseniz gidin, söz dönüp dolaşıp başkan adaylarına geliyor. Yerel seçimlerin bu kadar yoğun konuşulduğuna ilk kez şahit oluyorum. En çok merak edilen de AK Parti'nin İstanbul adayı.
İstanbul'la ilgili fikir sahibi olmayan yok. Kulislerde adı geçen Murat Kurum'dan Tevfik Göksu'ya, İsmet Yıldırım'dan Ergün Turan'a bir kalemde hepsinin adı sayılıyor. En ilginci de ısrarla bir kadın adaydan söz edilmesi. Ankara kulislerinde, "İstanbul'a artık bir kadın eli değmeli" diyenlerin sayısı hiç az değil. Bir yemekte bu teze sadece şöyle bir itiraz geldi: "Kadın eli değil, kadın aklı değmeli."
Sahi neden olmasın? AK Parti, sadece kadın milletvekili sayısında değil, bürokraside de çok sayıda kadına önemli görevler vererek ilklere imza attı.
Seçim öncesi muhalefetin, "Kadınlar sokağa çıkamaz" diye yalan propaganda yapmasına hükümet teorik değil pratik cevap vererek herkesin ezberini bozdu.
Mayıs ayında ilk adım, Kızılay Genel Başkanlığı'na Prof. Dr. Fatma Meriç Yılmaz'ın seçilmesiyle atıldı. Onu haziran ayında sürpriz bir biçimde Merkez Bankası Başkanlığı'na Dr. Hafize Gaye Erkan'ın atanması izledi. Ama en ezber bozanı, Türk ordusundaki ilk kadın general atamasıydı. Kurmay Albay Özlem Yılmaz, geçen ağustos ayında tuğgeneral rütbesine terfi ettirilerek Jandarma ve Sahil Güvenlik Akademisi Başkan Yardımcısı oldu.
Başkalarını saymıyorum; sadece son üç aya sığdırılan üç önemli atama kadınlar üzerinden oluşturulmak istenen kirli algıyı yerle bir etmeye yetti.
Şimdi sıra İstanbul'da... AK Parti içinde "yüksek makamlarda" görev yapmış, İstanbullunun yüreğine dokunabilen çok sayıda kadın olduğu biliniyor. Bu konuda onlardan cesaretle görev istenmeli. Ayrıca sürekli siyasette kadınlara alan açılmıyor diye şikâyet eden ama açıldığında da destek vermeyip susan "kadın dernekleri" ne düşünüyor merak ediyorum.
Şimdi tam zamanı değil mi?

***


ÖZEL'İ UYUTMAYAN TEPKİ
Bugün CHP'deki genel başkanlık yarışında ipler kopuyor. Büyük ihtimalle Kılıçdaroğlu'nun kendi eliyle Meclis Grup Başkanı yaptığı Özgür Özel adaylığını açıklayacak. Özel'in CHP içinde çok etkili bir aktör olmadığı biliniyor. Arkasında İmamoğlu olmasa bu yarışı bile zor tamamlar. Zor, çünkü sadece yeni CHP'liler değil, eski CHP'liler de Özel'e sıcak bakmıyor.
Geçtiğimiz gün yapılan 100'üncü yıl kutlamalarında eski-yeni bütün CHP'liler bir aradaydı. O etkinlikte Özel'in, karşılaştığı bütün CHP'lilerle fotoğraf çektirmesi gözlerden kaçmadı. O isimlerden biri de eski CHP Milletvekili Prof. Dr. Metin Lütfi Baydar'dı.
Kulislerde Özel'in, Baydar'la da fotoğraf çektirmek istediği ama şöyle çok sert bir cevap aldığı konuşuldu: "Seninle konuşacak bir şeyim yok. Sen CHP geleneğinden gelmiyorsun. Adam seni atamış, ya istifa et ya da bu işlere girme. CHP kültüründe böyle bir şey olmaz."
Kulislerde Baydar, fotoğraf da çektirmeyince Özel'in gece uyuyamadığı ve ertesi gün aradığı konuşuluyor. İkili arasında ne geçti bilmiyorum ama "CHP geleneğinden gelmeyen" birinin CHP Genel Başkanı olması çok ilginç olacak.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA