Baştan söyleyeyim. Türk şirketlerinin, Türk bilim insanlarının, sporcuların, sanatçıların dünyada imza attıkları pek çok işi büyük bir gururla izliyorum. Eminim hepiniz öylesiniz. Bu nedenle yurtdışında yatırım yapan, stratejik şirketleri satın alan, işbirliği yapan iş insanlarına da saygım sonsuz. Sermayesini farklı planlarla yurtdışına taşıyanlar dışında.
Ancak ABD'nin bile korumacılık yaptığı bir dünyada özellikle de ülke ekonomisinin sorunlarını atlatmaya çalıştığı şu günlerde bazı işleri anlamakta zorluk çekiyorum.
Dikkatinizi çekmiştir çeşitli bahanelerle yılbaşından bu yana ne yazık ki iç piyasada yeteri kadar yeni yatırım haberi işitmiyoruz. Duyduğumuz, izlediğimiz yabancıların Türkiye'ye olan ilgisinde bir azalma olmadığı.
Şöyle bir göz atınca dikkat çekenleri sıralayalım. Dünyanın en büyük şirketlerinden Microsoft, yazılım şirketi Citus Data'yı satın aldı. Çinli Tencent, oyun şirketi Masamo'yu, ABD'li sanayi devi Eaton, Ulusoy Elektrik'i; Japonya'nın en önemli devlerinden Mitsubishi, Form VRF Sistemleri'ni; İngiliz sigortacı Talanx, HDI Sigorta'yı; Asya'nın en önemli kimya markalarından Nippon Paint Betek Boya'yı; Azerbaycan enerji şirketi SOCAR, Alman EWE'nin Türkiye varlıklarını bünyesine kattı. Geçtiğimiz günlerde İsrail'in en eski sanayi şirketi Harsa, fabrikasını Türkiye'ye taşımaya karar verirken, dünyaca ünlü turizm şirketi Mandarin, Etiler'de yeni otel açacağını açıkladı. Bir yeni haberi de paylaşayım. ABD'li EFI Reggiani adlı kimya şirketi, tekstil boyası üreten Türk şirketi BDR Boya Kimya'yı satın aldı. Bu şirketlere daha onlarcasını eklemek mümkün.
Peki bu dönemde Türk firmaları ne yapıyor?
Sabancı'ya ait Kordsa ABD'li Axiam'ı, Koç Holding'in şirketi Arçelik ise Bangladeş'teki Singer firmasını bünyesine kattı. Afrika'da yıllar önce Defy'yi alan Arçelik, bu yatırımına 55 milyon lira daha ekleyerek yeni bir üretim hattını Güney Afrika'da devreye aldı. Türk içecek firması General Group, Etiyopya'da su şişeleme tesisi kurdu. Anadolu Grup, içecek yatırımı için Özbekistan ile görüşmelerini hızlandırdı. Baştan söylediğim gibi stratejik yatırımlarla Türkiye'yi dünyaya taşıyanlara sözüm yok. Ama duyuyorum ki, Türkiye'de verilen dev teşviklere, hiç de farklı olmayan işgücü maliyetlerine rağmen Romanya'da, Sırbistan'da yatırım kuyruğuna girenler var.
Türk şirketlerinin sadece Sırbistan'da kurduğu tesislerde 7 bin kişi çalışıyor. Bu rakama ülkenin Leskovac, Vladicin Han, Cuprija, Merosina gibi şehirlerinde kurulacak yeni fabrikalarla birkaç ay içerisinde 4-5 bin kişi daha eklenecek. Küreselleşme önemli tabii ama doğduğun toprakların tam da ihtiyacı olduğu bir dönemde yurtdışına yönelmek ne kadar doğru? Türkiye'nin yeni ekonomi hikâyesi için, Türkiye ittifakı için iş dünyasına da büyük görev düşüyor. Özellikle yatırım ve istihdam alanında. Bu nedenle teşvikler yeniden düzenlenirken pozitif ayrımcılık yapılmalı. Zarar da etse ülkeden çivisini çıkarmayan, yerli ara malını, yerli üreticiyi tercih edenlere...