Ablalar siz yine bildiğinizi okuyun ama yüksek müsaadenizle ben size gerçeği söyleyeceğim.
Hani şu çok sevdiğiniz(miz) fotoşop iyi, güzel, fotoğrafı besler, hoşluğu destekler, ışığınızı coşturur ama sizinkiler maalesef fotoşok!
Her şeyin bir ayarı, kıvamı, dozu olmalı derler ama bizim buralarda olmuyor, ille de suyu çıkıyor.
Yok öyle kıvamında takılmak. Yasak herhalde.
Mesela 65-70 kiloluk bir kadın fotoşopla 45 kiloya indiğinde kendini nasıl gerçekliğine inandırıyor, hangi motivasyonla o fotoğrafları basına salıyor merak ediyorum doğrusu.
Bu fotoğraflara imzasını atabilen fotoğrafçıyı iç ferahlığından dolayı önce tebrik edip sonra da beynini açıp inceletmek istiyorum.
Valla ya. 40-42 bedenler 34 beden, 50'likler 18'lik, kırışıklıklar mermer, çarpıklıklar mükemmel hale gelebiliyor bu dünyada. Tek dokunuşla. Kusursuzluk idealmiş gibi, ideal doğruymuş gibi, doğru seksiymiş gibi...
Ve kahramanlarımız pek mutlu oluyorlar yalan dünyalarında. Seviniyorlar için için. Kendilerinden başka her şeye benzemeyi marifet biliyorlar. Gururlanıyorlar. Gocunmuyorlar.
İlginç.
Not: Hazır konumuz fotoğraflardan ve fotoşoptan açılmışken hangisi olmuş söyleyeyim. Mesela Ajda Pekkan'ın mayo kreasyonunu tanıttığı Nihat Odabaşı imzalı fotoğrafları olmuş. Tamam fotoşopu bol ama Ajda taşıyor yani. Ajda hep başka kulvarda yani. O yüzden herkes kendini Ajda sanmasın lütfen ya, nolur ya.