Türkiye'nin en iyi haber sitesi
NUR ÇİNTAY

Çatal bıçak=Tuz biber

Almanya'da bulunan 250 yıllık pretzel... IŞİD militanlarının sofrasında mavi yengeç... Çorba ve makarna sosunun sinsiliği... Alaçatı'da ebegümeci, enginar, rezene... Çatal bıçağın, yemeğin lezzetine etkisi...

16 MART PAZARTESİ

Dünyanın en bayat çöreği
Bizim simidimiz varsa, Almanların da pretzeli var. Tuzlu, gevşek bir düğümmüş gibi şekilli bu hamur işi, nefis olduğu kadar dekoratif de. Peki en bayat pretzel kaç günlük olabilir? O da aynen simit gibi tazeliğini kaybetti mi gözden düştüğüne göre, çok da eski olmasa gerek, öyle mi? Öyle değil! Almanya'da 250 yıllık pretzel bulunmuş! Bavyera'daki bir kazı alanında. Regensburg bölgesinde bin iki yüz yıllık olduğu düşünülen ahşap bir evde... Tarihin gün ışığına çıkan bu en eski pretzeli yanıkmış. Yapıldığı tarihte yanmış ve o sayede bu kadar yıl çürümeden kalabilmiş yerin altında. Yandığı için kalıcı olmak ne tuhaf... Her şerde bir hayır, bu olsa gerek!

17 MART SALI

Işid'e katılanları şimdi anladım!
Haberlerini okuyoruz, birtakım 'normal' görünümlü tipler IŞİD'e katılmaya kalkıyor. İnsanın hafsalası almıyor. Fakat mönüyü görünce bir aydınlanma yaşadım. Acaba bu yüzden mi: Mavi yengeç yemek için! Hafta içinde terör örgütü IŞİD militanlarının yedikleri ortaya döküldü. Sosyal medyada paylaştıkları fotoğraflardan anlaşılıyor ki et ağırlıklı mönüde bazı fantezilere de yer var. Misal mavi yengeç... Protein olsun diye konserve balık filan değil, sıra dışı bir eleman olan mavi yengeç... Ha diyince bulamayacağımız bu arkadaşı en iyi yapanların başında Bodrum'daki butik deniz mahsulleri lokantası Orfoz gelir. Böyle düşününce iyice çileden çıkıyor insan. IŞİD militanları, Orfoz usulü yemek mi yiyor yani? Hayır. Buna dayanamam.

18 MART ÇARŞAMBA

Çorbada şeker mi, nasıl yani?
Çok feci rakamlar bunlar; ürpertici. Şekere kafayı takmış olan Dünya Sağlık Örgütü (WHO) bir liste yayımladı. Neyin içinde ne kadar şeker var, onu gösteren ve 'Ölmüşüz de ağlayanımız yok' dedirten bir liste bu. Dondurmada şeker olduğunu bilmiyor değiliz de, bu kadar mı fazla? Bir kap meyveli dondurmada 25.5 küp şeker varmış, bize önerilen limit ise günde altı küp şeker sadece. Dondurma yerine meyve yiyelim, pekala ama o bölge de mayınlı. Üstelik de kazık beklemediğimiz yerden geliyor: Mango meğer ne sinsi şeymiş; dokuz küp şeker de nesi! Asıl tuhaf olan, tatlı kategorisine sokmadığımız, hatta apaçık tuzlu olanlarda da şeker bulunması. En tercih edilen makarna refakatçilerinden bolonez sosun bir kavanozunda altı küp şeker olduğunu öğreniyoruz. Dahası, çorbada da şeker mevcut! Evet, hazır çorbaların paketinde beş küp şeker bulunuyormuş. Kafaların şekere bu kadar takık olmadığı yıllarda her şey ne tatlıydı. Hayat giderek ekşiyor, acıyor.

19 MART PERŞEMBE

Çatal bıçak, tadı değiştirir mi?
Evetmiş! Yemeğin lezzeti hakkındaki fikrimizi, kullanılan çatal kaşık bıçağın etkilediğini söylüyor araştırmalar. Ölçü, ağırlık, model, renk, bunların hepsinin bir payı var aldığımız tatta; Oxford'cuların yalancısıyız. Yüzden fazla öğrencinin katıldığı üç deney yapılmış ve şöyle sonuçlara varılmış: Yemek, geleneksel tatlı kaşığı olan küçük kaşıklarda yenmesi halinde daha tatlımsı geliyor insanlara. Renk kontrastları da önemli: Beyaz kaşıktan yenen yoğurt, siyah kaşıktan yenene göre yine daha tatlı bulunuyor. Peyniri bıçaktan, kaşıktan, çataldan ve de kürdandan tattırıyorlar deneklere. Bıçaktan yenenin en tuzlu geldiği anlaşılıyor. Yemeğin farklı duyulara seslendiğini biliyoruz; görmenin ve koklamanın payı büyük... Ve de beyin çok deli bir organ işte, daha lokma ağzımıza girmeden yapıyor değerlendirmesini...

20 MART CUMA

Rus salatası, Amerikan'ı ezmiş!
'O mu, bu mu?'ların yeme içme alanındaki en belli başlıları nedir? İlk başta akla Yeşilçam klasiği 'Limon mu, sirke mi?' gelir. Münir Özkul'la Adile Naşit'in Neşeli Günler'deki malum sahnesi efsanedir. Peki turşu limonla mı yapılır sahi, sirkeyle mi? Toplumun yüzde 31'i limon, yüzde 69'u sirke demiş. Yemek.com Türkiye'nin mutfaktaki nabzını ölçmeye yönelik sorular atmış ortaya. Soğuk savaş da onlardan: Amerikan salatası mı diyeceğiz, Rus salatası mı? Sonuç yüzde 77 ile Rusya'nın galibiyeti olmuş. Amerika yüzde 23'te kalmış yani. Böyle bir hezimet beklemezdim doğrusu.

21 MART CUMARTESİ

Alaçatı, ebegümeci ve dahası...
İstanbul'a Alaçatı havası, üç hafta önce geldi. Aynı zamanda sörf şampiyonu da olan gastronomi tutkunu Kemal Demirasal'ın, Alaçatı'daki ilk lokantası Barbun'dan sonra iki yazdır pek sükse yapan Alancha'sını Maçka'da açmasıyla. Geçen bahar Alaçatı Alancha'ya gitmiş, tadım mönüsündeki 20'ye yakın lokmayla hakikaten enteresan bir tecrübe yaşamıştık. Maçka'daki yeni yere gitmedim, para biriktirme safhasındayım! Tadım menüsü kişi başına 240 TL ve eşleşmeli özel şarapla (O da 240 TL) toplam 480'e çıkıyor zira. İki kişi bahşiş dahil 1100 diyelim yuvarlak hesap. Tuzu biraz fazla kaçmamış mı? Alaçatı, Alancha'yla İstanbul'a geldi fakat önümüzdeki hafta sonu bir tersine göç de yaşanacak. Alaçatı Ot Festivali'nin yüzlerce İstanbullu meraklısı da olacak eminim. Bu yılın teması ebegümeci. Ama enginardan çağlaya, rezeneden şevketibostana, baharlık yeşillerin hepsi boy gösterir tezgâhlarda kesin. Özel mönüler, yemek yarışmaları, atölye çalışmaları... 26-29 Mart'ta yolunu düşüren, baharı da getirmiş olur.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA