Türkiye'nin en iyi haber sitesi
FERHAT ÜNLÜ

Yüzyılın en önemli seçimi

"Yüzyıl, devletlerin ömrü için bir politik eşik olarak kabul edilmesi açısından önemlidir. Bunu, siyaset bilimi ilkeleriyle matematiksel formül gibi izah etmek mümkün değil elbette. Gelgelelim bir ülkenin, kuruluşunun yüzüncü yılını tamamlaması, yani milletin arketipsel, mistik ortak değerlerinin, bir başka deyişle bekasının sigortası olan kolektif ruhunun yansıdığı/yansıtıldığı devletin ömrünün yüz yılı aşması kritik bir milattır."
Yukarıdaki satırlar; 1 Eylül 2019'da bu köşede yayınlanan, Yüzüncü Yıl'ın arifesinde başlıklı yazıdan. Türkiye, aynı zamanda bir genel seçim senesi olan Yüzüncü Yıl'a pandeminin sebep olduğu ekonomik krizin üstüne, 6 Şubat afetleriyle girdi. Zaten yeni Milenyum'un ilk senelerinden itibaren ülke olarak -Allah korusun- konvansiyonel savaş harici her şeyi gördük, geçirdik. Böyle zaman makinesine binmişçesine, 2000'li yılların başından bu yana kısa bir hafıza turuna çıkınca bu cümlenin altını gönül rahatlığıyla doldurabiliyorsunuz. 20. Yüzyıl'ı zaten 1999 depreminden ötürü de kötü kapatmıştık. Derken 2001'de 11 Eylül saldırıları oldu ve dünya bir hibrit savaş sürecine girdi. ABD'nin 2001'de Afganistan, 2003'te de Irak'a girmesiyle... 2002, Türkiye için yine bir seçim senesiydi. 3 Kasım'da AK Parti iktidara geldi. Ve hemen 18 Aralık 2002'de Türkiye tarihinin en karanlık suikastlarından biri işlendi. Necip Hablemitoğlu öldürüldü.

23 YILDA NELER GÖRDÜK!
Devam ediyoruz; malum hafıza-i beşer nisyan ile malul. 2003'ün 15-20 kasımında adını o güne dek hiç duymadığımız Türkiye El Kaidesi adlı örgüt, İstanbul'da iki ayrı ikiz terör saldırısı düzenledi; sinagoglara, bir bankaya ve İngiliz Başkonsolosluğu'na... Büyük terör eylemiydi. 2004'ten itibaren PKK'nın tatil beldelerindeki saldırıları başladı. Atlayarak ilerliyorum; 2006'da Rahip Santoro öldürüldü. Ve ardından 2007; her Cumhurbaşkanlığı seçiminde olduğu gibi krizle geçti. 19 Ocak 2007'de Hrant Dink öldürüldü, 27 Nisan 2007'de ordu bir e-muhtıra yayınladı. Hükümet rest geçti. Derken güç bela Cumhurbaşkanlığı seçimleri atlatıldı. Bu arada tabii pek çok olumlu gelişme yaşandı, ama biz bu yazıda yalnızca ülke olarak çektiğimiz zorluklara ve bize çıkarılan zorluklara odaklanıyoruz. 2012'ye geçelim. 7 Şubat 2012'de MİT Müsteşarı Hakan Fidan'ın tutuklanmak istenmesiyle başlayan operasyon, bir bumeranga döndü ve FETÖ ile mücadele somut olarak başladı. 2013'te Gezi olayları oldu, ki bu Türkiye'ye ekonomik ve siyasi maliyeti epey yüksektir. 17-25 Aralık 2013 FETÖ operasyonlarından sonra örgütle mücadele savaşa dönüştü. Derken 2014-2015 ve 2016'daki terör saldırıları artmaya başladı. Böyle dalga halinde... PKK, DEAŞ terör saldırıları ve en son 15 Temmuz'da FETÖ saldırısı... Ve 2020'nin martından itibaren tüm dünya gibi ülkemizi de etkileyen Kovid-19 pandemisi geldi.

SANDIKTA KARAR VEREN ÇOK OLACAK
İmdi... Bu seçimde, 2005 doğumlulardan başlayarak 2000'liler, yani Z Kuşağı da oy kullanacak. Onlar da bu yaşananların bir kısmının şahidi. Ancak geçmişle mukayesede bulunacak bilgi ve tecrübeye sahip değiller. Türkiye, işte bu 23 yıllık öykünün üzerine ittifaklarla Cumhurbaşkanlığı seçimine gidecek. Toplam 36 parti, 3 ittifak, 2 Cumhurbaşkanı adayı, '10 Cumhurbaşkanı yardımcısı adayı' yarışacak. Seçim; Cumhur İttifakı ile Millet İttifakı arasında geçecek. Cumhur İttifakı'nın dış politikası ile Millet İttifakı'nın dış politikası arasında dağlar kadar fark var. Misal Millet İttifakı; Suriye, Irak, Libya, Karabağ'dan çekilme kararı alabilir. Millet İttifakı'nın 7 Cumhurbaşkanı yardımcısı var, Cumhur İttifakı'nın ise üç... Hakan Fidan, İbrahim Kalın ve Mehmet Şimşek olası adaylar. Güvenlik ve istihbarat, afetler ve ekonomi üzerine yoğunlaşan üç ayrı Cumhurbaşkanlığı yardımcılığı Türkiye'nin pek çok taze meselesinin çözümüne katkı sağlar. Ama Millet İttifakı'nın 7 CB yardımcılığı, çözüm sağlamak şöyle dursun, ikircikliği, çözümsüzlüğü artırır.
Bu arada ittifaklar içinde oy potansiyeli sınırlı parti sayısı arttıkça komplikasyon riski de artıyor. Aynı şey Cumhur İttifakı için de geçerli. Toparlayalım. Elbette her seçim önemlidir ama 14 Mayıs; Cumhuriyet tarihinin en önemli seçimlerinden biri, hatta birincisi... Milletimizin feraseti yüksektir. Hatırı sayılır bir kesimin sandığa gidince, o an karar vereceği bir seçim olacak. Milletimiz ve devletimizin için hayırlara vesile olsun.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA