Türkiye'nin en iyi haber sitesi
FERHAT ÜNLÜ

Suriye’deki kalıcı PKK çözümünün şifreleri

Kemal Sunal'ın, başlık parası için İstanbul'a gelip şans eseri meşhur bir şarkıcıya dönüşen Şaban'ın hikâyesinin anlatıldığı Şark Bülbülü adlı filminin en hatırda kalan repliği; "Bana Mazlum'u getirin" cümlesidir.
Son iki haftadır Suriye'nin kuzeydoğusundaki Deyr Ez Zor'da Arap aşiretler ile PKK teröristleri arasında yaşanan çatışmaların bu meşhur replikle ifade edilebilecek bir güncel yönü var. Ona birazdan geleceğiz. Önce bölgeye kuş bakışı bir bakalım:
Hemen yanı başımızda, gerçi sınırdan uzak ama yine de bigane kalınacak bir bölge değil. Deyr Ez Zor, Rakka'nın güneydoğusunda yoğun olarak Arap aşiretlerin yaşadığı bir bölge. PKK terör örgütü; buranın DEAŞ'tan alınmasından sonra bölgede etnik temizlik başlattı. Çatışmaların taraflarını da söyleyeyim: Deyr Ez Zor Askeri Meclisi (Kısa adı DAM) unsurları ile PKK, YPG, SDG ne derseniz deyin. Çatışmaların temel sebebi, Dışişleri Bakanlığı ve Milli İstihbarat Teşkilatı'ndan aldığım bilgilere göre örgütün hegemonik uygulamaları. Gerilim temmuz ayının sonunda silahlı çatışmaya dönüştü. Derken Ağustos'un ilk haftası itibarıyla geçici olarak sonlandı.

MAZLUM KOBANİ'NİN TUTUKLATTIĞI AŞİRET KOMUTANI
Sonra ne oldu? İşte bu noktada Türkiye'nin hedefinde olduğunu bildiğimiz Mazlum Kobani kod adlı Ferhat Abdi Şahin'in sebep olduğu yeni bir çatışma patlak verdi. Mazlum, Deyr Ez Zor'un askeri Meclis komutanı Ebu Havle kod Ahmet El Buyel'i 27 Ağustos'ta kendi bölgesine davet etti. Bu da gitti ve orada tutuklandı. Bunun üzerine Deyr Ez Zor kırsalındaki Baggara ve Ageydat aşiretlerinin öncülüğündeki aşiret kabile grupları ile PKK arasında silahlı çatışmalar yeniden başladı.
Çatışmaların yeniden başladığı tarih 2 Eylül. Bu arada bölgedeki gelişmeleri de Türkiye de hassasiyetle izliyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 4 Eylül'de Soçi'de Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin görüştükten sonra Suriye'deki çatışmalarla ilgili bir soru üzerine şu açıklamayı yaptı:
"Bu konuyu ben Sayın Putin'e şöyle kısa bir özet açtım. Suriye'deki bu gelişmelerde PKK'ya, YPG'ye karşı artık Arap aşiretlerin bir bütün haline geldiğini, hatta şu anda katılımın artmasıyla Arap aşiretlerin güçlendiğini görüyoruz. Sayın Putin de bölgenin sahipleri olarak Arap aşiretlerinin bir araya gelerek, terör örgütüne karşı mücadele vermesinin önemli olduğunu söyledi."
Erdoğan'ın Suriye ve Irak'taki son gelişmeleri yakından takip etme talimatı verdiği Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ise, yaptığı açıklamada "YPG terörünün meşru bir güçmüş gibi gösterilmesi son bulmalı" dedi.

TERÖR ÖRGÜTÜ, BÖLGEYİ 'PKK'LILAŞTIRDI
Elbette ABD desteğini kast ediyor Bakan Fidan. İmdi... Bu PKK, ABD tarafından niye desteklendi? Sözüm ona DEAŞ'la mücadele etsin diye! DEAŞ gitti bunlar Arap aşiretler şöyle dursun kendilerine muhalif Kürtleri bile etnik temizliğe tabi tuttular, o topraklardan gönderdiler. Orayı Kürtleştirmedi bile, PKK'lılaştırdı. Ve Arap aşiretlerine de baskı uygulamaya başladı.
PKK, bölgede çocuk yaştaki kişilere silah veren de bir örgüt. Sivilleri tutukluyor, zorunlu göçe tabi tutuyor. Ben demiyorum bunu, Birleşmiş Milletler diyor. BM raporlarında var. Suriye'nin doğal kaynaklarına ve toprağına çöküyor. Arap aşiretler de Mazlum'un bir hile ile Ahmet El Buyel'i tutuklaması üzerine ilk kurşunu sıktı. Mazlum, davet etmiş; komutan da saf saf gitmiş. Terörist bu, teröristliğini yapacak. Akrep, akrepliğini yapacak.
Suriye'nin kuzeyinde oranın demografisine uygun bir yapının kurulması gerektiği bu çatışmalarla anlaşıldı. Terör örgütü PKK'nın o topraklardaki hâkimiyetine son vermedikçe bu tür çatışmalar devam edecektir. Çatışmaların temel sebebi PKK'nın, toplam Suriye haritasının neredeyse üçte birine ABD desteği ve DEAŞ'la mücadele bahanesiyle çökmüş olması. PKK, oradan gitmedikçe ne Rusya, ne Suriye Rejimi, ne de İran orada istediği düzeni kuramayacak. Türkiye'nin PKK konusundaki kararlılığı ise zaten izahtan vareste. Demek ki, bu dört büyük gücün bölgedeki istikrar için daha yakın çalışması gerekiyor. Bunun da Erdoğan-Putin hukukunun verdiği avantajlarla önünde sonunda gerçekleşeceği düşünüyorum. Ama bunun eskilerin deyişiyle behemehâl olmasında fayda var. Çünkü zaman, bu dört büyük gücün (Türkiye, Rusya, İran ve Suriye) aleyhine...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA