Türkiye'nin en iyi haber sitesi
CEM SANCAR

Korkuyorlar

Dünya kayışı kopardı. Düşmanlık, nasıl diyorlar, trend bir duygu.
Rusya gaddar bir işgalci, bu noktada mutabıkız. Tamam da Batı kafayı yemiş durumda! Avrupa'nın ve Rusya'nın oralardaki sahici insanlar ne düşünüyor bize haber veren yok. Varsa yoksa kışkırtıcı medyalar, abuk sabuk bürokratlar. Dostoyevski'yi yasaklıyor, Rus kedilerini tekmeliyor, medyalarını susturuyorlar. Deli değil zırzır deli bir hezeyan...
Resmi Batı, bilinçaltını faş ediyor. 'Mavi gözlü ve sarışın' diyerek gariban Ukrayna halkıyla sözde empati kuruyorlar. Rusların da öyle olduğunu unutuyorlar ama kimin umurunda!
Esmer ve Müslüman halkların çektiği çileler doğal olaraktan kapsama alanında değil. Esmer ve Müslüman. "Amaaan işte!"
Özgür Dünyanın başkanı ne demişti, "Afganistan'ı taş devrine döndüreceğiz!"
Afgan, Irak, Suriye, Yemen bugün taş devrinde...

***


Öte taraftan kaçmayıp ülkelerinde kalan, bana göre 'Esmer Ruhlu' Ukraynalılar, Putin'e karşı direnişte. O mazlum halkla duygudaşız. Zulüm hemen durmalı. Orası net...
Fakat şunu da söylemeli, bu savaş din dil tip birliği olan insanlar arasında sürmekte. Rusya'nın Suriye'deki gibi pervasız davranmasını engelleyen fren balatası, belki o sosyal zeminde...
Ama savaş bu! Elini ölüm makinesinin düğmesine götürdüğün an masum insancıklar ölüyor. Ondandır aklı başında her dinden her dilden insanın umududur. Savaştan uzak durulur...
İyi de bizim etrafımızı terör ve Ege adalarında konuşlanan savaş silahları ile çevreleyenlerin samimiyetine inanabilir miyiz? Ülkemizde darbe olduğunda havalara bakan şu özgürlükçü NATO değil miydi?
Hiçbirimiz o kadar saf değiliz. Agresif Rusya'yı galeyana getiren ABD İmparatorluğunun tahriklerini de görmezden gelemeyiz...

***


Ne derseniz deyin, Batı dünyası bastırılmış duygularını ifşa ediyor. "Bunlar bizden, mavi gözlü, sarışın Hristiyan" diyen muhabir özel olarak ırkçı değil, kolektif bilinçaltından püsküren bir Avrupa ideolojisi o.
Batı konformist, rahatına düşkün bir yaşam formu. Şurada etnik bir aparatı kullanır, burada müsait ev zencilerini. Beride bilmem hangi endişeli antropolojiyi...
Kendilerini saklarlar. Saklarlar çünkü geldikleri nokta, ayna karşısında çalışılmış dökülen bir nezaketin arkasında yatan büyük korkudur!
Neyin korkusu bu derseniz, şudur fikrimce: İtibarlarını tam kaybettiler. Bunun korkusu...
Çok korkuyorlar. Korkularının ortalara saçılmasından ise daha çok korkuyorlar. Çünkü tek bildikleri kışkırtmak, sırt dönmek ve şeytanlaştırmak...
Çünkü, bir kara delik gibi içine göçmüş iddialarının pörsümüş derisi üstünde zor duran bir uygarlığa sahipler. Bunun nasıl da gösterişli bir balon olduğunun farkındalar. Bize Guantanamo esir kamplarını çağrıştıran 'İnsan Hakları' laflarıyla böbürlenen masa lambalarını bir kenara bırakırsak, bütün kurumları metruk...
Küresel servetin tümüne el koyan yüzde beşlik zevatın kapısındaki bodyguardlardır bu elemanlar.
Rusya'nın önüne attıkları ülkenin yanıp yakılmasını izlerken, bütün gezegeni beyaz bir faşizme çekmeye çalışmaları ondan.
Köy yanarken, saçlarını taradıklarını bilmeliyiz...

***


Sıkı ve teenni durmalı. Teenni, bir adım geri çekilerek bakmalı derken, yan gelip yatmaktan söz etmiyorum. 'Batı zaten böyle, Rusya zaten şöyle' diyerekten mütemadiyen birbirimizi dolduruşa getirmek de kasvetli bir durum. 'Bizim içimizde de kendi self oryantalistlerini, gönüllülerini yetiştirdiler abi!' diye homurdanıp durmak, kusura bakmayın ama geç ergenlik alameti.
Biz Batıyı kendi korkularıyla yüzleştirmeliyiz!
Bunu yapmak için haksızlığa uğramış dünyanın bütün kimsesizlerine sarılmalı, sarılıyoruz. Demokrasi, insan hakları, özgür irade ve barış mevzularında kendi tarafsız sözümüzü bilip söylemeliyiz. Söylüyoruz. Çünkü Batının derdi Ukrayna değil. Dertleri başka...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA