Türkiye'nin en iyi haber sitesi
CEM SANCAR

İnsan, kendi kendine konuşandır

Geçen gün "İnsan kendi kendine konuşan bir varlıktır" dedim. Öyle ortaya sesli dedim. Kimse yoktu etrafta!
İnsan bazı şeyleri kendine söyler. Kimi içinden söyler, kimi seslendirir, mırmır kendiyle konuşur. Sokakta böyle insanlara rastlarız. Bazısı biraz sonra karşılaşacağı insana ne söyleyeceğinin antrenmanını yapar, bazısı çatır çatır kendisiyle kavga eder.
İnsanın içi gayya kuyusudur. Orada kimler kimler vardır. Kat kat bir piramittir insan. En alt katta keçi bacaklı bücürler, çeşitli hayvansı yaratıklar falan yaşar. Yukarıya çıktıkça katlar daralır, oralarda yaşayan varlıklar azalır. Üst katlarda daha nezih ruhlara rastlanır.
Olmayacak cinayetleri işleyenler mahkemede "cinnet geçirdim hâkim bey hatırlamıyorum" derler ya! İşte onlar bodrum katındaki alelacayip yaratıkların güdümündedirler. Balta girmemiş ormanların etoburlarıyla ile aynı mertebede...

***


Son zamanlarda Ege kıyılarından gelen kötü haberler, yakılan parçalanan kızların akıbeti ve büyük yozlaşma aynı zemin katın sonucudur. Ailesiyle ilişkisi bozuk, fakir, küçük üniversiteli kızları pavyonlara düşürenler, yaz tatillerinde yatlarda garsonluk yapacaksınız, diye kandıranlar, tatil yörelerindeki büyük otellere dansçı arıyoruz, diye harcayanlar hep o keçi bacaklı içgüdülerin hâkim olduğu tıynetsizlerdir. Onların sözlerine bakılmaz, orada burada namus üstüne üfürmeleri ciddiye alınmaz. Çünkü söz konusu tiplerde gram kalp yoktur. Onlara göre minicik kızlar ana kuzusu yavrucaklar değil, metadır. Üstlerinden para kazanılır.
Çünkü vicdan dediğimiz şeye kuyruklular arasında değil, anca insanlık mertebesinde rastlanır...

***


Açlığını doyurmak, mal mülk edinmek, para yığmak için bu alt yaşam formunda her şey mubahtır.
Medeni toplumlar ortak bir mutabakatta sınırlar koyup insanlık değerlerini anayasa yaparlar. Kendi kabilesini, aşiretini insan sanıp dışardakilere kazma kürekle girişenlere, en ufak bahanede önüne geleni katledecek ilkellikte olana bırakın öğrenci kentinde mekân açmak için ruhsatı vermeyi, yağmurlu havada su vermezler. Bilakis ıslah etmek için çeşitli yöntemler icat ederler. Hapishane yolu bunlardan sadece biridir. Ki bilinir bazı cezaevleri suçun şişmesi için tohumlanan sera gibidir. Onun için sivil katılımcı sosyal baskı kadar, bir ahlâk felsefesi bu konuda önemlidir. Bütün topluma açılan kapsayıcı bir inanç şemsiyesi, güler yüzlü ve şefkatli kavramlarla konuştuğunda, vampir mizaçlı yaratıklar ortadan kaybolur.
Bunun için dinin insanı öne çıkaran, insanlığa vurgu yapan ve insanın nasıl yükseleceğini anlatan gelişim teorisine, beşerin elinden tutup metafizik piramitin üst katlarına açılan merdivenlerden çıkararak uygulamalı gösteren özüne bakılmalıdır. Bunu da yukarda, gökyüzünde bir tahtta oturup insanlığa atar yapan bir tanrıda değil, dünyanın tahrip edilmemiş muazzam hikmet geleneğinde olduğu gibi, İslam irfanının, tasavvufun halk arasında eriyip kişilerin kalbine dolan ilahi güzelliğinde, tekâmül coşkusunda aramak gerekir.

***


Kapitalizm bu anlamda keçi bacaklı bir sistemdir. Doğu toplumları ise kapitalist değerlere maruz kaldıklarında geleneklerindeki iyi şeyleri, kötülükle takas ederler. Vahşi örflerle, cahiliye acımasızlığıyla azgın para hırsını evlendirirler. Oralarda din artık sıradan bir ritüele indirgenir, bir insanı öldürmek bütün insanlığı öldürmek, diye başlayan evrensel sözler silinir.

***


Hınçlı toplumlarda yaşamak kolay değildir. İnsan kendi kendine konuşurken kimle konuştuğuna da dikkat etmelidir. Çünkü içimizde rahmani ihtiyarlar da gezinir. O bilgeleri, o nuranileri dinlemek yerine sırtlanları ve çıyanları taklit edenlere geçmiş olsun denir.
Evet insan kendi kendine konuşan bir eşrefi mahlukattır. Ve şekliyle değil yapıp ettikleriyle anılır...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA