Türkiye'nin en iyi haber sitesi
METİN SEVER

N.Ç. artık uyuyabiliyor, ya siz?

Ve Yargıtay kararını verdi: Mardin'de 26 kişinin tecavüzüne uğrayan 12 yaşındaki N.Ç.'nin "Erkeklerle kendi rızasıyla birlikte olduğu" hükmünü onayladı ve sanıkların cezaları azaldı. Bir yanda 12 yaşındaki N.Ç, diğer yanda 26 tane 'adam!' Bir yanda şefkat çağındaki bir kız çocuğu, diğer yanda kocaman adamların arsız şehveti. Bir yanda çelimsiz bir kız, diğer yanda 'devlet görevlileri': Yüzbaşı, astsubay, zabıta, kaymakamlık çalışanı, okul müdür yardımcısı.... Bir yanda kimsesiz çocuk, diğer yanda 'devlet görevlilerinin' DEVLET'i.. (Devleti özellikle büyük harfle yazdım.) Bir yanda küçücük kıza "Göster kızım, nasıl tecavüz ettiler" diye sorabilen, diğer yanda önündeki tecavüzü 'görmeyi engelleyen' yasalar, 'göremeyen' yargı, yani devlet..

***

Bu mesele sadece yasalarla açıklanacak kadar basit değil. Bu yasaların ve bu kararın arkasında bir zihniyet dünyası var. Bu erkeği, gücü, devlet görevlilerini ve devleti korumaya güdülenmiş bir zihin dünyası. Bu ülkede devleti ve devlet görevlilerini koruma duygusu, yargı dahil tüm kurumların genetik kodlarına sinmiştir. Devlet vatandaşı için değil, vatandaş devlet için vardır. Önemli olan insan, birey değil devletin bekasıdır. Ve bu nedenle kol kırılır yen içinde kalır. Mikro ölçekte aile içinde olup bitenin aile içinde kalması, makro ölçekte ise devlet içinde olanın devlet içinde kalması istenir. Temel şiar, ne olursa olsun, her türlü pisliğe rağmen aileye ve devlete zeval gelmemesidir! Bu nedenle olsa gerek, bu ülkede herkes "Sırtını devlete dayamak" ister. Çünkü sırtını devlete dayayanların sırtı kalınlaşır. Devletin koruma şemsiyesi altına giren, devletin gücünden güç devşirir.
***

Şemsiyenin dışında kalanlar ise her an şefkat yerine şiddetine maruz kalabilir. Şiddetin uygulayıcısı evde erkek, toplumda ise devlet olur genellikle.Bu nedenle şemsiyenin dışındakilere hep bir 'güvercin tedirginliği' kalır. Onlar bilirler, küçücük bir kızda 'rıza' bulan yargının, 17 yaşındaki Erdal Eren'i 'insanlığın rızası dışında' asabileceğini. Demirel'in "Bana sağcılar adam öldürdü dedirtemezsiniz" sözüyle, devlet görevlileri tecavüz etmez kararı alan yargı zihniyeti arasında büyük bir fark olmadığı. Susurluk çetesini 'devlet sırrı' kavramı ile kilitleyen düşünceyle; tecavüzü örtbas etmeye çalışan anlayışın aynı kaba pislediğini.
***

N.Ç., 9 Kasım 2010'da, Aktüel'e şunları söylemiş: "... Önceden 'Yaşıtlarım neler yaparken ben ne yapıyorum?' diye düşünürdüm. Artık o algıda değilim. Artık canım da acımıyor. O dönem geçti. Artık; o buhranlar, bunalımlar, krizler, uykusuz geçen geceler, o mide krampları yok. Dokuz yıl hiç uyumadım. Ama son bir yıldır kafamı koyuyorum ve uyuyorum." Kararın medyaya yansımasından sonra AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Ömer Çelik, "Yargı bu kararın utancı altında kalacak" diye yazdı. Cumhurbaşkanı Gül, Twitter'da kararın "Vicdanını derinden etkilediği" belirtti. Galiba rahat uyuyamama sırası bizde.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA