Türkiye'nin en iyi haber sitesi
GÖKHAN ERELİ

Türkiye-BAE İlişkilerinde Yeni Dönem

Diplomasi ve diyalog, Ortadoğu'da son dönemlerde ikili ilişkileri gergin seyreden ülkelerin önemli dış politika araçlarını oluşturuyor. 2021 yılının başından itibaren, gerek Körfez bölgesi içerisinde gerekse Körfez ülkelerinin diğer bölge ülkeleri ile ilişkilerinde normalleşme süreçleri yaşanıyor. Burada, ülkelerin ikili ilişkilerinin farklı siyasi, askeri ve toplumsal boyutları olsa da, bölgesel bir normalleşme eğilimi görülmektedir.

Süreçlerden birisi de Türkiye ile BAE ilişkileridir. İki ülke siyasi ilişkileri Arap halk hareketlerinden bu yana bölgesel gelişmelere verilen tepkiler ve ülkelerin dış politika amaçlarının çakışması doğrultusunda gergin seyretmişti. Fakat siyasi ilişkilerin ve dış politika pratiklerinin sertleştiği dönemlerde ticari ilişkiler sekteye uğrasa da yüksek düzeyde ifa edilmeye devam etti. İkili ticaret hacmine bakıldığında son yıllarda Türkiye'nin KİK içerisindeki ticaretinin önemli bölümünün BAE ile gerçekleştiği görülebilir. Bu anlamda, Türkiye ile BAE arasında 2021 yılı içerisinde yaşanan süreç ilk elde bölgesel gelişmelerin ikinci olarak da ikili ilişkilerdeki gelişmelerin bir sonucu olarak görülmelidir.

Bölgesel Normalleşme Eğilimi

Körfez bölgesindeki siyasi normalleşme eğiliminin emarelerinden birisi neredeyse dört yılın ardından Körfez krizinin çözülmesidir. Katar'a karşı Haziran 2017'de başlatılan ambargo, Ocak 2021'de Suudi Arabistan'da, El-Ula kentinde sona ermiş, Körfez ülkelerinin bu amaca yönelik siyasi iradesini ortaya koymuştu. Fakat temelde, Körfez krizini sona erdiren diyalog ve diplomasi hamlesi Kuveyt ve ABD'nin arabuluculuğunda Suudi Arabistan ve Katar arasında meydana gelmişti.

Bir diğer normalleşme hareketi de Türkiye ile Suudi Arabistan ve Mısır arasında meydana gelmişti. Suudi Arabistan ile temaslar dışişleri bakanları düzeyinde ilk elde Nijer'de İslam İşbirliği Teşkilatı zirvesi çerçevesinde ve ardından da Suudi Arabistan'ın başkenti Riyad'da gerçekleştirilmişti. Mısır ile de heyetler arası görüşmeler Kahire'de gerçekleştirilmiş ve ikinci görüşmenin ise Ankara'da gerçekleştirilmesi beklenmektedir. Dolayısıyla Türkiye, Suudi Arabistan ve Mısır ile diplomasi ve diyalog süreçlerini ilerletmiştir. Bütün bunların yanında, geçtiğimiz aylarda Irak Başbakanı Mustafa El Kazımi'nin arabuluculuğunda Suudi Arabistan ile İran'ın çeşitli seviyelerde görüşme gerçekleştirdikleri ifade edilmişti. Sonradan ülke yetkililerinin de onayladığı görüşmeler ile birlikte, bölgesel normalleşme eğilimi yoğun bir hâl aldı.

Bölgesel normalleşme eğilimindeki pozisyonu değerlendirildiğinde, Türkiye'nin bölgesel konjonktüre uygun bir şekilde diplomasiyi ve müzakere yollarını değerlendirdiği görülmektedir. Türkiye ile Mısır ve Suudi Arabistan ikili ilişkilerinde halen katedilecek yol olsa da, ülkeler belirli bir noktaya gelme konusunda siyasi irade göstermiş konumdalar. Müzakereler ile ikili ilişkilerdeki tüm sorunların kısa zamanda ortadan kalkmasını beklemek rasyonel olmasa da, gerginliklere sebep olan meselelerde istişare yapılması ilişkilerin geleceği hakkında ipuçları veriyor.

BAE'nin pozisyonu değerlendirildiğinde ise, Körfez krizinin çözülmesi ve ardından Katar ile istişare süreçlerinin başlatılıp uygulanmasında BAE'nin ilk etapta isteksiz bir tutum sergilediği görülmektedir. Katar, Körfez krizi sonrası Suudi Arabistan ve Mısır ile daha doğrudan ve hızlı bir şekilde ortaya konan normalleşme takvimine uyarken, BAE ve Katar ilişkilerinde bu noktaya gelinmesi daha uzun zaman almış ve BAE - Katar ilişkileri halen 2017 öncesi konjonktüre döndürülememiştir. Suudi Arabistan - BAE ilişkilerinde ise son dönemde meydana gelen nüfuz mücadelesi de dikkate alındığında, BAE'nin Körfez bölgesinde diplomasi hamleleri anlamında arka planda kaldığı belirtilebilir. İsrail ile siyasi normalleşme sonrası bölgede İran karşıtlığının merkezine oturan BAE'nin dış politikada manevra alanlarının daralması, Abu Dabi'deki siyasi elitlerin bu manevra alanını genişletecek politikalar uygulamasına zemin hazırlamıştır.

Son dönem diplomatik temaslar

Bu anlamda Nisan ayından bu yana Türkiye ve BAE arasında önemli diplomatik temaslar meydana geldi. Nisan ayında Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile BAE Dışişleri Bakanı Abdullah bin Zayid Ramazan ayı dolayısıyla bir görüşme gerçekleştirdiler. Ardından iki ülke siyasilerinden de karşılıklı saygı çerçevesinde normalleşmeye açık olunduğuna dair mesajlar geldi. BAE'nin İran, Katar ve Türkiye'ye karşı oluşturduğu dış politika söylemlerinin uluslararası anlamda dile getirilmesinde bir politika değişimi bunu takip etti. BAE'nin Dışişlerinden Sorumlu Devlet Bakanı olarak görev yapan Enver Gargaş'ın, kendisi de siyasi anlamda ciddi oranda etkin olmayan BAE Devlet Başkanının diplomatik danışmanı görevine getirilmesi, BAE'ye yeni söylemlerini yeni isimlerle duyurabilme fırsatını da vermiş oldu.

İki ülke arasındaki temasları üst düzeye çıkaran nokta ise, 18 Ağustos tarihinde BAE Ulusal Güvenlik Danışmanı Tahnun bin Zayid'in Ankara'da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından kabulü oldu. 2016 yılından bu yana gerçekleştirilen en yüksek düzeyli görüşmeyi ise, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 31 Ağustos tarihinde fiili BAE lideri Abu Dabi Veliaht Prensi Muhammed bin Zayid ile görüşmesi izledi. Abu Dabi siyasetinin ve BAE'nin güvenlik ve dış politika çevrelerinin en nüfuzlu ismi ile diyaloğun tekrardan başlaması, iki ülke ilişkilerinin daha yoğun düzeylerde devam ettirilmesine yönelik karşılıklı iradenin oluşabileceğini de göstermektedir.

İkili ilişkilerde yaşanan gelişmelerin nedenlerinden birisi bölgesel normalleşme eğiliminin bir parçası olmasıydı. Bir diğer neden ise, ikili ilişkilerde gerek Türkiye'nin gerekse de BAE'nin fırsatları değerlendirmek istemeleridir. İlişkilerin en gergin olduğu noktalar ve dönemlerde, Yemen'de, Suriye'de, Libya'da, Afrika Boynuzu'nda, Doğu Akdeniz'de Türkiye ve BAE'nin çatışan çıkarları söz konusuydu. Fakat bölgede yaşanan gelişmeler sonucunda, iki ülke de siyasi istişare ve diyalog süreçlerinin yoğunlaştırılması konusunda fikir birliğine varmış gözüküyor. Bu noktada iki ülke arasındaki üst düzey temasların devamı, ileride nasıl bir sürecin ortaya çıkacağı konusunda da fikir verecektir.

Normalleşme eğilimi çerçevesinde Türkiye-BAE ilişkilerinde meydana gelen gelişmeler iki ülkenin ilişkilerinde yeni bir sayfanın açılmasını sağlayabilir. İkili ilişkilerde yakalanan temas yoğunluğunun devamı için karşılıklı somut adımların atılması, her iki ülkenin de normalleşme fırsatı olarak değerlendirebileceği bir durum olabilir.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA