Türkiye'nin en iyi haber sitesi
KADİR ÜSTÜN

Trump’a karşı azil süreci ve 2020 seçimleri

Demokratlar Başkan Trump'ın seçilmesinden beri tartıştıkları görevden alma süreci soruşturmasını başlatma kararını nihayet aldılar. 2020 seçimlerine giderken siyasi olarak ciddi riskler taşıyan bu adımın Trump'ın ikinci dönemini garantilediğini savunanlarla başkanın işlediği "suçlar"ın nihayet hesabını vereceğini ileri sürenler arasındaki tartışmada kimi haklı çıkaracağı merak konusu. Amerikan siyasi tarihinde dördüncü azil süreci olarak kayda geçecek bu gelişmenin önümüzdeki seçimlerin bütün dinamiklerini belirleyeceğini söylemek abartı olmayacak.

2016 seçimlerine Rusya'nın Trump'ı seçtirmek üzere müdahale ettiği ve Başkan Trump'ın da buna ilişkin yürütülen soruşturmayı akamete uğratmaya çalıştığı suçlamaları Mueller soruşturmasının ana konuları olmuştu. Demokratlar Mueller raporunun açıklanmasını bekleyerek soruşturmadan çıkacak somut suçlar ve bunlara ilişkin delilleri kullanmayı umut ederek beklemeyi tercih etmişlerdi.

Aslında Trump'ın kamuoyuna açık biçimde söylediği birçok söz ve yaptığı birçok eylem azil süreci soruşturmasını başlatmaya yetebilecek nitelikteydi. Ancak azil süreci nihai olarak siyasi bir süreç olduğu için Demokratlar hukuki bir suça dayanarak Cumhuriyetçileri de yanlarına almayı umuyorlardı. Demokratlar ayrıca Trump'a oy veren kitlelerin güçlü desteği devam ettiği için bu seçmenler nezdinde siyasi darbe ithamıyla muhatap olmak istemediler.

Demokratlar Trump'ın popülaritesi karşısında görevden azil tartışmasını Mueller raporu sonrasında havale ederek 2018 ara seçimlerine odaklandılar. Bu seçimlerde Temsilciler Meclisindeki çoğunluğu ele geçirmeyi başaran Demokratların sol liberal kanadı seçmenlerine verdikleri azil süreci sözünün gereğini yapmak için bastırıyorlardı. Temsilciler Meclisi Sözcüsü Demokrat Nancy Pelosi ise azil sürecinin Trump'ı mağdur göstereceğini ve Demokratlara zarar vereceğini savunarak 2020'de sandıkta kazanmaya odaklanmak istiyordu.

Pelosi'nin azil süreci baskısına boyun eğmemesine rağmen bir yandan da meclis soruşturmalarının devam etmesini sağlaması Trump'a karşı elinde azil kozunu tutmasını sağladı. Pelosi son birkaç hafta içerisinde ortaya çıkan yeni bir skandalla artık bu kozu oynamak zorunda kaldı. Bir istihbarat görevlisinin Muhbirlik Yasası koruması altında başkanın suç işlediğini resmi bir şikayetle rapor etmesi ve bu şikayetin ulusal istihbarat direktörü tarafından yasanın emrettiği şekilde Kongreye verilmemesi Demokratları harekete geçirdi. İhbarın içeriğine göre Trump Ukrayna cumhurbaşkanına baskı yaparak muhtemel başkanlık rakibi Joe Biden'ın oğlu hakkında "kirli çamaşır" bilgisi edinmeye çalışmıştı.

İç siyasi çıkarı için makamını kötüye kullanmak ve Amerikan seçimlerini etkilemek için yabancı bir güçten destek sağlamaya çalışmak gibi suçlar son derece ağır addediliyor. Başkanın kendi ifadeleri ve kamuoyuna açıkladığı görüşme notlarıyla da somutlaşan iddialar karşısında Pelosi'nin tabanın baskısına dayanması pek de mümkün görünmüyordu.

Demokratların halihazırdaki aday adaylarının hemen hepsinin desteklediği görevden azil süreci soruşturmasının kendi aleyhlerine çalışıp çalışmayacağını 2020 seçim sonuçları belirleyecek. Önümüzdeki dönemde Trump'ın bütün gündemi soruşturmada ortaya çıkan iddialara yanıt vermek ve hukuki süreçlerle uğraşmak olacak. Ekonominin iyi gitmesine rağmen pozitif gündeme odaklanma becerisini gösteremeyeceği beklenen Trump'ın istihbaratçıların kumpasıyla Demokratların siyasi darbesine maruz kalan mağdur imajının ne kadar tutacağı ise merak konusu.

Trump'ın 2016 seçimleri öncesinde "5. Cadde üzerinde adam vursam da beni desteklerler" dediği tabanının azil sürecinde de yanında duracakları neredeyse kesin. Ancak göçmenleri ve yabancıları hedef alan kutuplaştırma siyasetine devam ederek Trumpçı tabanı genişletmek için yeterince çaba sarf etmeyen Trump'ın beyaz işçi sınıfları arasında karşılığı olan Joe Biden karşısında nasıl bir performans göstereceği belirleyici olacak. Bazı Cumhuriyetçilerin azil soruşturmasının siyasi olarak zayıflatacağı başkanla aralarına mesafe koymak istemeleri de mümkün.

Başkan Trump'ın gündemi belirlemesi en önemli maharetlerinin başında geliyor. Azil sürecini başlatarak Pelosi gündemi belirlemiş oldu. Trump artık Pelosi'nin oyununu oynamak zorunda kalacak. Azil sürecini göz ardı edip tamamen ekonomiye odaklanması seçim gündemini belirleyebilmesine yardım edebilir ancak bu Trump'ın stiline tamamen ters. Kendisine yöneltilen suçlamaları hiçbir zaman cevapsız bırakmayan Trump azil sürecine kayıtsız kalmayarak tartışmanın odağında olmaya devam edecektir. Bu stratejisinin ikinci dönem başkanlığını garantilemesini sağlayıp sağlamayacağını da ancak 2020 Kasım'ında öğrenme şansımız olacak.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA