Türkiye'nin en iyi haber sitesi
MUSTAFA YETİM

Lübnan Siyasi Krizinde Mikati Arası: Mikati Hükümeti Önündeki Zor Konular ve Olasılıklar

Mezhepsel paylaşım şeklindeki devlet yapısının sosyo-politik ve ekonomik ilişkilerin temeline kadar sindiği Lübnan'da uzun süren siyasi istikrarsızlık ve karmaşık ekonomik sorunların adeta Lübnan'a ilişkin normalleşen olağandışılıklar olduğu ortadadır. Bu çerçevede özellikle 17 Ekim 2019'da başlayan ve WhatsApp gösterileri olarak adlandırılan olaylar sonrasında Lübnan'da bahsi geçen köklü krizler daha da vahim bir hal almıştır. Gösteriler sonrasında istifa eden Gelecek Partisi lideri ve Sünni kesimin öncül isimlerinden Saad Hariri sonrasında protestocuların teknokrat hükümet kurulması, seçimlerin yapılması, mezhepsel sistemin kaldırılması ve diğer köklü reform çağrıları Lübnan siyasetinde farklı bir enerji ortaya çıkarsa da bu enerjinin mezhepsel sistemden rant sağlayan aktörlerce boşa çıkarıldığı söylenebilir. Bu ortamda gelişen yeni başbakan seçilmesi ve hükümet kurulması krizi sonrasında Hasan Diab her ne kadar başbakan olarak belirlense de ardından gelen 4 Ağustos'taki Beyrut patlaması halihazırda eriyen Lübnan lirası, artan enflasyon ve işsizlik sorunları ile uğraşan Lübnan'da siyasi ve toplumsal sorunları içinden çıkılamaz hale dönüştürmüştür.

IMF ile sürdürülen toplamda 10 milyar dolarlık ekonomik programa ilişkin görüşmelerin durması, Diab hükümetinin Beyrut patlaması sonrası istifası ve sonrasında yeniden başbakanlığa aday gösterilen Hariri'nin uzun çabalar sonrası hükümeti kuramaması, resmi kura göre yaklaşık 1.500 Lübnan lirası olan doların kara borsada birkaç sene içinde 20000 Lübnan lirasına kadar ulaşması, sonrasında gelen sağlık, enerji ve diğer alanlardaki kaldırılamaz boyutlara erişen sorunlar sonrasında daha öncesinde de Lübnan'daki iki temel blok olan 14 Mart ve 08 Mart aktörleri tarafından memnuniyetle karşılanan Necip Mikati'nin yeniden başbakan olmasını ve hükümeti kurabilmesini ortaya çıkarmıştır. Bahsi geçen siyasi krizler sonrasında dünyanın en borçlu ve fakirlik oranı yüksek ülkeleri arasına giren Lübnan'daki sorunun boyutunu göstermesi açısından simgesel önemi bulunan mesele ise dolara ilişkin kullanılan kavramlarda kendini göstermektedir. Buna göre, bu krizler öncesinde bankalarda doları bulunan Lübnanlı vatandaşlar bahsi geçen paraları günümüzde çekmek istediklerinde resmi kur ya da ona yaklaşık olan 1.500 civarı Lübnan lirası alabilirken yurtdışındaki Lübnanlılardan çekilmesi amacı ile ülkeye yeni dolar gönderildiğinde ya da yeniden dolar yatırıldığında bu kişiler bir dolar karşılığında serbest piyasadaki yaklaşık oran olan 15-17.000 Lübnan lirası almaktadır. Kavramsallaştırılan bu gelişme sonucunda ilkine Lolar yani Lübnan doları ve çürümüş dolar (rotten dolar) ikincisine Dolar ya da taze dolar (fresh dolar) şeklinde tanımlamalar geliştirilmektedir.

Bahsi geçen kısa Lübnan gerçekliği dahi Lübnan halkındaki fakirleşme ve ekonomik yoksullaşmayı net şekilde göstermektedir. Dolayısı ile Lübnan parlamentosundaki 14 Mart ve 8 Mart bloklarından büyük oranda destek alan Mikati hükümetini bekleyen asıl sorun tabii ki Lübnan siyasi çıkmazlarının ve bölgesel müdahalelerinin daha da yakıcı hale getirdiği ekonomik meseledir. Bu nedenle hükümetin özellikle IMF ile görüşmelere önem verdiği ve buradaki ekonomik yardımı alma konusunda Lübnan siyasetinde göreli bir uzlaşının olduğu anlaşılmaktadır. Ekonomik krizin yanı sıra bu sorunla alakalı diğer problemler ise ulaşım, enerji, çevre ve mülteci sorunlarıdır ki Lübnan hükümetinin bu sorunları aşma ya da en azından bir düzene sokma konusunda fazlası ile Türkiye gibi bölge aktörleri ile iş birliğine açık olduğu anlaşılmaktadır.

Tabii ki parlamentodaki mezhepsel dengelere, siyaset dışındaki toplumsal dalgalanmalara ve Lübnan'da belirleyici pozisyondaki bölge aktörlerinin bu ülke üzerindeki girişimlerine bağlı olan kırılgan Mikati hükümetinin önündeki ikinci önemli mesele ise İsrail ile sürdürülen deniz alanlarının belirlenmesi meselesidir. BM gözetiminde ve ABD'nin de teşvik ettiği görüşmelerin şu anda sürdürülüyor olması dahi Lübnan siyasi aktörlerinin ekonomik meseleleri hafifletme noktasında onayladıkları bir noktadır. Mikati hükümetinin önündeki diğer önemli mesele ise Lübnan'ı 2022'de bekleyen parlamento seçimlerine göreli bir istikrar ortamında girebilmektir. Parlamento seçimlerinin yanı sıra Lübnan'da 6 yılda bir cumhurbaşkanının Meclis tarafından seçildiğini düşünürsek Lübnan için 2022'nin de oldukça hareketli ve olası sorunlara gebe şeklinde geçebileceği düşünülebilir. Bu ihtimalleri sınırlandırmak amacı ile Mikati hükümetinin ilk iki noktada yani ekonomik iyileşme ve BM temelli İsrail ile sürdürülen görüşmelerde ilerleme alanlarında önemli girişimleri deneyebileceği söylenebilir. Sonuç olarak her sene farklı fakat yakıcılığı-şiddeti birbirinden ağır olan çok boyutlu sorunlarla yüzleşen Lübnan halkı ve siyaseti açısından 2022'nin de zor bir yıl olacağı ifade edilebilir.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA