Türkiye'nin en iyi haber sitesi
TUNÇ DEMİRTAŞ

“Değer” Temelli Dış Politika ve Somali

Geçtiğimiz günlerde Somali Cumhurbaşkanı Hasan Şeyh Mahmud Türkiye'yi ziyaret etti. Şeyh Mahmud'un Türkiye ziyareti sadece devlet başkanları seviyesinde değil aynı zamanda sivil toplum kuruluşları ve güvenlik kurumları gibi çeşitli kurum ve kuruluşlar ile de gerçekleşti. 2011'de Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Somali'ye gerçekleştirdiği ziyaret sonrasında ikili ilişkiler insani yardım ve kalkınma politikası temelinde başlamıştı. Ancak günümüzde Somali ile ilişkilerin sadece insani yardım ve kalkınmadan çok daha öte boyutlara ulaştığı görülüyor. Bununla birlikte Somali'ye son on yılda verilen önemin arttığı görülmekte. Ancak bu noktada doğal olarak şu soru ile karşılaşma durumu söz konusu: Neden Somali?

Türkiye'nin Doğu Afrika'da başlayan Afrika yolculuğunun ilk ve özel durağıdır Somali. Türkiye'nin en büyük büyükelçilik binası Mogadişu'da. Bu da Somali'nin önemini ortaya koyan göstergelerden biri. Zira Afrika Boynuzunda yer alan Somali, küresel jeopolitikte 21. yüzyılın ilk çeyreğinde adından sıkça söz ettiriyor. Somali her ne kadar terör, kuraklık, göç, kıtlık gibi sorunlarla gündeme gelse de 3 bin kilometre uzunluğunda sahil şeridi, genç nüfusu, hidrokarbon rezervleri, madenleri ve stratejik konumu ile gerçek potansiyelini ortaya koyuyor. Bunların yanında iç savaş ve uzun süren uluslararası yalnızlıktan bıkmış olan toplumun ülke içinde siyaseten intikam duygularından uzak, rasyonel ve ılımlı yaklaşımları hem Somali hem de bölge istikrarı için umut verici.

Somali'de "Türkiye Modeli" ve Kıtada Uygulama Alanları

Türkiye'nin Somali'de artan etkisine, gücüne ve iki ülkenin birlikte kazandığı iyi ilişkilerine yönelik olumsuz gündem oluşturmak isteyen Batı medyası, Türkiye'yi zaman zaman "sömürgecilik" ile suçlayabilmekte. Bu noktada Türkiye'nin Somali'de de geçerli olan Afrika vizyonunun genel olarak insani, ekonomik, siyasi ve güvenlik temelleri üzerine inşa edildiğini vurgulamak gerekiyor. Bu vizyonu birlikte kazanma odaklı, kolonyalizm ve neo-kolonyalizm karşıtı, barış ve istikrardan yana ve eşit ve adil iş birliği temelinde nitelemek mümkündür. Bu nitelikler "Afrika'nın sorunlarına Afrikalı çözümler" bulma perspektifine oldukça uygun. Dolayısıyla Türkiye'nin geçmişinde hiçbir zaman olmadığı gibi genetiğinde de sömürgecilik yoktur.

Türkiye, Afrika ülkeleri tarafından Batı, Rusya ve Çin'in yaklaşımından farklı bir yaklaşıma sahip alternatif bir ülke olarak değerlendirilmekte. Öte yandan Türkiye'nin Afrika'ya yönelik modelinin ilk uygulama sahası Somali olmuştur. Geçmişte olduğu gibi bugün de Somali halkı Türkiye'yi sadece zihinlerinde değil, kalplerinde de farklı bir konuma yerleştiriyor. Dolayısıyla Türkiye-Somali ilişkileri Afrika'da örnek bir model olarak bölgesel, kıtasal ve küresel aktörler tarafından ilgiyle takip ediliyor. Herkes tarafından ilgiyle takip edilen, örnek alınan, hayranlıkla izlenen, Afrika'ya yeni bir nefes olan Türkiye modeli, Afrika Boynuzundaki ve Somali'deki yabancı aktörlerin bölge ülkeleri ile olan ilişkilerinde temele oturtulmaya çalışılan bir model olma yolunda emin adımlarla ilerliyor.

Sömürgeci ülkelerin Afrika'yı terk ederken geride bırakmış oldukları istikrarsız ve kırılgan devlet yapıları, etnisiteler dikkate alınmadan çizilen sınırlar, sömürgecilik döneminden kalma rövanşist duygular devlet yapılarını daha çok zayıflatıyor. Bununla birlikte kıtada yaşanan küresel mücadele de Afrika'nın kalkınmasını ve güçlenmesini yavaşlatabilmekte. Zira farklı gündemleri olan ve kendi çıkarları için meşru hükümetlerin karşısında yer alan gruplara ya da terör örgütlerine destek veren küresel aktörlerin Afrika'da varlığı söz konusu. Bu durum Somali Cumhurbaşkanı tarafından Türkiye ziyareti sırasında sıkça dile getirildi.

Somali'de Küresel Terörle Mücadelede Türk Yaklaşımı

Somali'de etkili olan ve yoğun terör faaliyetleri bulunan el-Şebab, Şeyh Mahmud'un Türkiye ziyaretinin büyük bölümünde gündemdeydi. İlk olarak Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları (SETA) Vakfı'nda yoğun olarak dile getirdiği el-Şebab terörüyle mücadele Şeyh Mahmud'un SETA sonrası durağı olan Isparta'da eğitim alan Somalili askerlerle gerçekleşen buluşmasında da birincil gündem maddesini oluşturdu. Şüphesiz ki Somali, terörle mücadele kapsamında güçlendirilmesi gereken bir ülke. Dolayısıyla Somali'de güvenlik gerek ülke, gerek Afrika Boynuzu, gerek Afrika ve gerek küresel sistem için oldukça elzem.

Türkiye'nin bu doğrultuda insani ve kalkınma yardımlarının yanı sıra 2017'den bu yana Somali'nin başkenti Mogadişu'da faaliyet gösteren TURKSOM Askeri Eğitim Üssü, Somali'nin el-Şebab ile mücadelesinde önemli bir destek aracı olarak yer alıyor. Bu üs, Somali'nin daha istikrarlı ve tutarlı bir ülke olması ve sürdürülebilir kalkınma sağlaması için Mogadişu'da tek yabancı askeri eğitim üs niteliğinde. Türkiye bu üs sadece Somali'de ve bölgede güvenliği ve istikrarı sağlamakla kalmıyor. Aynı zamanda on yılı aşkın süredir bir milyar dolardan fazla yatırımı bulunan Türk yatırımlarının güvenliğini de dolaylı olarak sağlamakta. Mogadişu'da yer alan TURKSOM'un yanı sıra günümüze kadar beş bin Somalili asker Türkiye'de eğitim görmüş ve hâlihazırda Somali'ye hizmet etmektedir.

Somali'de barışın sağlanmasıyla dünyanın geri kalanının da daha güvenli olması söz konusu olacaktır. Şeyh Mahmud'un "Somali'de Barış, Dünya'da Barış" vizyonu uygulayan Somali, aslında travmatik ve uzun süren bir iç huzursuzluk döneminden Türkiye'nin desteğiyle çıkmaya çalışıyor. Bu kapsamda Hasan Şeyh Mahmud'un Somali'de yeni döneminde diğer iş birliği alanlarının yanı sıra savunma ve güvenlik konularında iş birliğinin artması söz konusu olacaktır.

Bu noktada Somali'ye ilgi gösteren ve ilişki tesis eden diğer aktörlerden farklı olarak Türkiye, çıkar temelli olmaktan ziyade "değer" temelli bir anlayış ile Somali ile ilişkilerini tesis etmiş durumda. Ve bu yaklaşım Somali halkı ve yetkilileri nezdinde Türkiye emsalsiz, farklı ve oldukça büyük öneme sahip. Türkiye'nin Somali politikası sadece uluslararası yükümlülüklerinden kaynaklı ilerlememektedir. Bu minvalde güvenlik konusunda da Türkiye'nin Somali'ye desteği "değer" temelli olarak rasyonel bir biçimde artış gösterecektir.

Somali Cumhurbaşkanı Şeyh Mahmud'un "Gelecek Afrika'da" vurgusu, Türkiye'nin Somali'de yaptıklarının doğruluğunu tesciller nitelikte. Bununla birlikte Türkiye'de üniversite eğitimini tamamlayan, Türkiye mezunlarından, Somali Savunma Bakanı Abdulkadir Muhammed Nur'un bu görevi iki ülke arasındaki savunma ve güvenlik alanındaki iş birliklerinde önemli role sahip olacaktır. Dolayısıyla Somali'nin geleceği ve kapasite inşası için vermiş olduğu insani destek ve insan odaklı yatırımları küresel sistemde önemini giderek artıran Afrika'daki etkisine de faydalı olacaktır.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA