Türkiye'nin en iyi haber sitesi
REFİK ERDURAN

Göreceksiniz

Her ülkede öyledir: kendini aydın sayanlar hep topluma biraz burun kıvırmaya, bir şeylere karşı çıkmaya, karamsar davranmaya eğilimli olurlar. Düşünce bağımsızlığına özenseler de, her zaman entelektüel moda etkisindedirler. Kültürlü insanın dudaklarına mutluluk neşesini değil, buruk ve alaycı gülümsemeleri yakıştırırlar moda uyarınca.
Bizde Batıcı seçkinler Doğulu kitleden uzaklaştıkça o tavrı daha da benimsediler. "N'olacak bu memleketin hali" muhabbetleri, "Adam olmayız" kehanetleri, "Cahil cühela ağır bastı, battık, batıyoruz" iniltileri elit koroların vazgeçilmez nağmelerine dönüştü.
"Şeriat geliyor" fısıltıları o tür yakınmalara eklenince daha da karıştı akıllar. Gerçek aydınlarımızın bile kafalarını o kargaşanın dışında tutamadıkları oluyor.
Yaşar Kemal dostum yarı-faşist dönemlerimizdeki serüveninin başlarında çile çektikten sonra toplumumuz tarafından el üstünde tutulmuş, bol bol onurlandırılmış, sıkıntısız yaşatılmış bir yazardır. Özgürlük ve iç barış yönünde de hayli mesafe almış olduğumuzun farkındadır herhalde. Ama önceki gün kendisine yeni bir ödül verilirken kamuoyumuza duyurduğu feryada bakın:
"Hepimiz karanlık bir duvarın önüne geldik. Başımızı son hızla vurmak üzereyiz."
Tuhaf şey, ben kendimi hiç öyle duvarlara tos vurmak üzere hissetmiyorum. Tam tersine, burnumuzun dibindeki seçimden sonra ilk kez ipoteksiz bir anayasaya kavuşma beklentisiyle umutlanmaktayım.

***

Paniklemiş başka dostlara rastladıkça soruyorum onların da telaşlarının nedenini. Görünürdeki birtakım terslikleri sayıp döküyorlar:
Gazetecilerin muğlak gerekçelerle hapsedilmesi, pek çok tutukluluk süresinin uzaması, cenin durumundaki kitabın yasaklanması, v.b.
Bunlar hep uygulama hataları. Bir gemide yolculara nazik davranılmaması, kamaraların temizlenmemesi gibi yüzeysel yanlışlar. Eleştirilir, düzeltilebilir. Önemli olan geminin rotası ve sağlıklı yol alışıdır.
Benim iyimserliğim ulusumuzun temel gidişi konusunda. Ve herhangi bir siyasal kurumun görünür-görünmez programına, herhangi bir kişinin açık ya da gizli niyetine bağlı değil.
İki yıl oluyor. Uzun bir ayrılıktan sonra basına dönüş yaparken SABAH'ta yazmayı seçmemi şaşkınlıkla karşılayanlar "Sağcı, İslamcı iktidara yakın gazete olduğunu görmüyor musun?" dediler.
"İktidarı da, gazeteyi de sol için en uygun seçenek görüyorum" cevabımı şaka sananlar oldu. Değildi; aklımın erdiğince en ciddi tahlile dayalı teşhisti. İki yıllık gelişmelerle doğrulandığını düşünüyorum.
Solcu anlamına gelmez tabii "sol için uygun" sözü. İktidar partimiz de solcu değil elbette. Ama isteyerek ya da istemeyerek emekçi kitlenin önünü açmakta. Bugüne kadar "ilerici" görüne görüne yolları tıkayan sömürücü kesimleri hızla devre dışına iterek...

***

Böyle düşünmekte yalnız değilim. Wikileaks belgeleri çok işe yarayabiliyor. Hrant Dink 14 Kasım 2006 günü bir Amerikan heyetine en laik siyasal kurumumuzun Adalet ve Kalkınma Partisi olduğunu, gidişimizin bizi şeriata değil de demokrasiye vardıracağını söylemiş. Ermeniyim dediği için eskiden yargılandığını, "İslamî bir yönetimle" öyle şeyler yaşamadığını belirtmiş.
O öldüğü için sözlerini daha da açmasını isteyemeyiz. Ama dün Taraf'ta Neşe Düzel'e açıklamalar yapan toplumbilimcimiz Nur Vergin de bakın neler söylüyor:
"Muhafazakâr kesimde özgüven sorunu yok. Avrupalı karşısında eziklik yok... Anadolu bu toplumun kaidesi ve esası. Demokrasi talebi ondan gelecek. Demokratik hukuk devletini Anadolu burjuvazisi kuracak... İstanbul sanayi ve işadamı devletin yarattığı bir burjuva. Öbürü ise gerçek burjuvazi. Vardığı noktaya girişimciliğiyle varmış. Marx'ın yazdığı burjuvazi.
"
Müthiş paradoksu görüyor musunuz? İstanbul sermayesi yalnız Batıcı değil, Batılı da geçinir. Ama aslında Doğulu asalak yanı ağır basıyor. Kaba saba Asyalı sayılan Anadolu girişimcisi ise Marksist açıdan Avrupalı kapitaliste daha yakın. Emekçimiz kozunu onunla daha rasyonel biçimde paylaşacak.
Göreceksiniz.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA