Türkiye'nin en iyi haber sitesi
REFİK ERDURAN

Homurtu araştırma değildir

İnsan beyninin perendeleri gerçekten komik olabiliyor. O biçim takla atanlar seyredenleri de keriz yerine koyuyorlar genellikle.
Ligin Eylül'e ertelenmesinin gerekçesi diye "Sıcaklardan" dediler. Herhalde fikstür yapılırken Ağustos'ta buz keseceğimiz düşünülmüştü.
Zihin tuhaflıklarının en çarpıcı örnekleri çok daha vahim konulara ilişkin saplantılarımızda görülüyor. Örneğin yüzyıllar boyunca Batı'nın her işte bizden başarılı olduğu inancına bağlı kaldık. Yaşananlar zaman zaman gözümüzün önünde tersini kanıtladığı halde.
Norveç polisi ölenlerin sayısında günler sonra hayli indirim yaptı. Katliamı önleyebilmek bir yana, ceset saymayı beceremiyor.
Silah sesleri duyulduktan sonra uzun zaman helikopterli yardım sağlayamamış, bot bulamamış. Sonunda bulduğu bot su almış. O arada elini kolunu sallayarak adayı turlayan canavar insan avlamış rahat rahat.
Yahu, ben mevsim açılmadan bizim avlaklarda bıldırcın vursam, on dakika geçmeden jandarma tepeme biner.
Gelelim temel soruna. İnsan ruhunun canavarlıktan arındırılmasına.

***
Sizin önünüze bir kuzu getirsem, elinize bıçak verip "Bir zahmet kesiverin şunu" desem, muhtemelen yapamazsınız. Hayvanın boğazından boşanacak kanı, gözlerine dolacak dehşeti, can çekişirken debelenişini içiniz kaldırmaz.
Ama beyaz örtülü bir sofrada, güzel bir tabak içinde önünüze getirilen kuzu pirzolalarını afiyetle yersiniz. Aklımıza bile gelmez onların evveliyatı. Çünkü hayvancığı başkası boğazlamış, başkası soymuş, başkası parçalamış, pirzolasını başkası kızartmıştır.
Aracı kullanarak somut çirkinlikleri perdelemek her konuda rahatlık sağlayan bir soyutlaştırma yöntemidir.
Ben Kore Savaşı sırasında cephede de bulundum, komutanların plan yaptığı karargâh çadırlarında da. Bir yerde gördüğüm kopuk kafa, kol, bacak kümeleri beri yanda harita üstlerine iğneciklerle iliştirilen simgelere dönüşüyordu. Kanlı değildi iğneler; kullananları hiç rahatsız etmiyordu.
Farkındaysanız şimdi Norveç canisinin üstüne geçenlerde Sırp katliamcısı Ratko Mladiç'e yöneltilen lanetten fazlası yağdı. Oysa Ratko'nun öldürttüğü insanların sayısı Norveçli amatörün öldürdüklerinin yüz katıydı.
Anahtar sözcük: "öldürtmek". Norveçli eliyle vurdu kurbanlarını; öteki ise o işi emrindekilere yaptırdı. Öylece somut suçla arasına başkalarının girmesiyle eylemi soyutlaştı.
Sorumlulukları araştırırken o tür perdelemeleri aşabilirsek göz açıcı gerçeklere ulaşırız. Norveçlinin de, Sırp meslektaşının da gerisinde yığınları birbirine düşürme hesapları yapan Batı Avrupalı efendiler var.
Irak'a saldırdı diye Bush kınandı. Saldırtan kimdi? Niçin ıskalanıyor onun iplerini ellerinde tutan Teksaslı petrol ağaları?
***
Sorumlulukları doğru belirlemek Türkiye'nin önündeki şu kavşakta çok önemli.
Sürüp giden gereksiz ve anlamsız dövüşte kan döküldükçe görünürdeki odakları kınıyor, onlara ilişkin yorumlar yapıyor, öfke saçarak enerji boşaltıyoruz. Bir yere varılmıyor.
Niçin sürüp gitmekte dövüş? Kimlere yarıyor?
O konuda bir şeyler sezmekte, ara sıra kuklacıların gizli hesaplarından söz etmekteyiz ama tam netlik peşinde değiliz nedense.
Çok acayip şeyler olmakta. Birliklerimiz boyuna pusuya düşüyor. Ben profesyonel asker olmasam da çok çarpışma izledim. Pusuya düşmemenin yöntemleri vardır; hele şimdiki teknik donanıma sahipseniz. Bosnalı Kara Kuğular öyle olanaklardan yoksun iken hiç pusuya düşmez, hep pusu kurarlardı. Bizim "özel" birliklerimiz niçin onlar kadar olamasınlar?
Tam önü açılırken Kürt tarafı kendi ayağına kurşun sıkarcasına saldırılar düzenliyor. Niçin? Niçin? Niçin?
Kuklacıları cascavlak ortaya çıkarmak üzere doğru soruları sorup yanıtları sebatla kovalamak zorundayız. Yoksa homurdanır dururuz.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA