Türkiye'nin en iyi haber sitesi
REFİK ERDURAN

Kan kaynarken

Delikanlı!
Dilimize özgü bu güzel sözcükle ve sevgiyle sesleniyorum sana. Yaşamış olduğum için bilirim: O yaşlarda gerçekten çıldırır insanın kanı. Ejderleri yiğitçe yenerek dünyayı çabucak biçimlendirme coşkusuyla kaynar.
Ama büyük gerçek içeren bir reklam sloganı var: "Denetlenmeyen güç, güç değildir". Akılla birleşince atılımlar sağlayan gençlik enerjisi, tersi olunca geriye götürebiliyor toplumu. Onu da yaşayarak gördüm.
Karşıt görüşlü denilen gençlerin koçlar gibi tokuşturulduğu yıllarda "Oyuna geliyorsunuz, bunun sonu faşizmdir" diye alarm zilleri çaldım Milliyet'te. Akıllı solcular hak verdi; Ant dergisi "En gerçekçi uyarı" dedi. Dinletemedik. Silindir darbe geldi.
Şimdi "Şöyle ol, böyle ol" diye sana öğüt verecek değilim. Yalnız, nasıl olmaman gerektiğini uyarı yolla söyleyebilirim deneyimlerime dayanarak.
Bir kere, cahil olma. Günümüzde küçümseyici sözcük gibi kullanılıyor "Marksist". Oysa toplumu çözme anahtarıdır; saçmalamaktan korur.
Geçen hafta bir yaşıtın yabancı TV muhabirine "Sosyalist devrim yapıyoruz" dedi. Onun bambaşka koşulları ve güç dengeleri vardır. Tavayla, birayla, gitarla yapılmaz. Sizinki orta sınıf kaynaklı, ölçülü, sevimli bir "Yaşam biçimime karışılmasın" karnavalı.
Sırf başörtüsü gibi ayrıntılar nedeniyle kendi dahil herkesin muhafazakâr saydığı başbakan farkında olmadan alt sınıfların önünü açmakta. Kimileri o diktatördür diye tutturuyor. Onlara "Siz diktatör görmemişsiniz" diyeceğim ama o da yanlış olur. Türkiye yakın geçmişte Evren felaketini yaşadı.
Canım evladım, bugün durum o dönemdekine benzeseydi sen şimdi parkta müzik dinlemekte değil, orası burası kırık arkadaşlarla kodeste akıbetini beklemekte olurdun.
Biliyorum, başbakanın maço üslubu sana buyurgan geliyor. Başkaldırı tepkini anlıyorum. Empati bekliyorsun. Ama ona bakışta da azıcık empati gerekmez mi? Hangi ortama doğduğunu, nasıl yetiştiğini, neler çektiğini düşün.
Sendeki delikanlılık ile maçoluk birbirine çok uzak kavramlar değil. Şu farkla ki, senin bugün sergilediğin tutum fazla yiğitlik gerektirmiyor. Başbakan asmış Türkiye'de ölümcül olabiliyordu. E-muhtıra karşısında şapka alınıp gidilseydi sen şimdi kodeste değilse de evinde oturur, sıkıyönetimli ve sokağa çıkma yasaklı ülkenin ekranlarında yalnız izinli yayınlar izlerdin.
Ha, bir de bütün arkadaşlarına edep tavsiye et lütfen. Hiçbir uygar ülkenin bloglarında herhangi bir politikacıya "Eşinin adını köprüye ver ki" diye başlayan iğrenç itlikler sineye çekilmez.
Öyle değil mi?

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA