Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ERDAL ŞAFAK

CHP'li Kürt gözüyle (2)

Kürt sorunu çözümsüzlüğe terk edildiği ve bu ülkenin iç dinamikleri harekete geçirilerek çözümleme yoluna gidilmediği sürece, ulusal bir sorun olmaktan çıkarak, Türkiye'yi her alanda güç durumda bırakacak uluslararası bir soruna dönüşüyor...
CHP Parti Meclisi Üyesi ve Genel Sekreter Yardımcısı Mesut Değer, "Kürt Sorunu mu?" adlı kitabının girişinde bu saptamayı yapıyor.
CHP'deki Kürt kökenli sayılı siyasetçilerden biri olan Değer'in çözüm önerilerinden bir demeti dün aktardık. Bugün devam ediyoruz:
Anayasa'da etnisite ile ilgili maddelerin yer alması yönünde bir talep, etnik gruplara azınlık statüsü dayatır ve onları bu ülkenin asli ve kurucu unsuru, eşit yurttaşları olmaktan uzaklaştırır. Bu nedenle Anayasa'da yurttaşların eşitliği ilkesinden asla vazgeçilmeden eşit haklara sahip yurttaşlığı güçlendirici değişiklikler yapılmalı.
Çatışma ve terör ortamında bölgede diğer kriminal olayların arttığı da bir gerçek. Terör örgütü mensupları dışında bölge halkından birçok kişinin, hatta devlet görevlilerinin suça bulaştığı biliniyor. Bu nedenle suç işlemiş unsurların adil biçimde yargılanması sağlanmalı, ancak suçu oluşturan ortam dikkate alınarak, verilecek tüm cezaların bu tür suçlara bir daha bulaşmamak koşuluyla ertelenmesini sağlayacak yasal düzenlemeler yapılmalı.
Şiddetin ve terörün gündemden çıkarılması, bu sürecin tartışılmaz en öncelikli adımını oluşturuyor. İlk olarak PKK'nın silahlarını tasfiye etmesi veya bırakması sağlanmalı, bununla eş zamanlı olarak barışı güçlendirmeye yönelik çatışmasız ortamın sağlanması için bölgedeki olağanüstü önlemlere ve operasyonlara ara verilmeli. Bunun ardından silahsızlanmasının sağlanması için bir genel af çıkarılması önemli sonuçlar verecek. Bu genel afla birlikte silahsızlanma ve eve dönüş ile yeniden yaşam sağlanabilir. Örgütün tüm kadrolarına genel af imkânı tanınması ile silahsızlanma gerçekleştirilebilecek, bu da sorunun çözümünde kalıcı ilerlemeler sağlanmasına imkân verecek.
Kamuoyunda "Pişmanlık Yasaları" diye bilinen düzenlemeler, yararlanmak isteyenlere bilgi verme zorunluluğu veya İçişleri Bakanlığı izni öngörüldüğü için etkili olamadı. Şimdi "Yeniden yaşam" adıyla yeni bir yasa hazırlanmalı. Bu yasada bilgi verme zorunluluğu veya bakanlık izni yer almamalı.
Mesut Değer'in önerilerinin ikinci paketinde "Sosyal devlet ve pozitif ayrımcılık"la ilgili çalışmalar yer alıyor. Onu da gerekirse bir başka yazı konusu yaparız.
İki yazıda aktardığımız "Demokratikleşme" ile ilgili önerilerinin bizce en dikkat çekicileri, BDP'lilerin taleplerinin aksine Anayasa'da "Etnik köken"le ilgili ifadelerin veya maddelerin yer almasına şiddetle karşı çıkması. İkincisi de, PKK'nın silahsızlanması karşılığı "Tüm kadroları kapsayacak" genel af ilan edilmesini ve rehabilitasyon yasaları çıkarılmasını istemesi.
Bugün için erken, hatta son derece riskli ama devletin sürecin daha sonraki aşamalarının birinde, "Günü geldiğinde", "Koşulları oluştuğunda" ve "Hem siyasi kadrolar, hem de kamuoyu hazır duruma geldiğinde" böyle bir adım atılabileceği mesajı vermesi bile çok şeyi değiştirir...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA