Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ERDAL ŞAFAK

Bir karar bir eylem

Sortu, Baskça'da "Doğuş", "Yaratılış", "Su üstüne çıkış" anlamına geliyor. Ayrılıkçı Bask terör örgütü ETA'nın siyasi vitrini Batasuna'nın İspanya Yüksek Mahkemesi'nce temelli kapatılmasından sonra, örgütün uzantıları "Sortu" adında parti kurarak su üstüne çıkmayı denediler.
Ama olmadı. İspanya Yüksek Mahkemesi dün ona da yasak getirdi. Mahkeme gerekçeli kararını daha sonra açıklayacak ama sızdığı kadarıyla "Sortu" yu da tıpkı "Batasuna" gibi ETA'nın siyasi kolu olarak gördü.
Bu durumda, "Sortu", 22 Mayıs'ta yapılacak yerel seçimlere katılamayacak. Oysa sırf o seçimlere girebilmek için kurulmuştu.
Oysa başta "Batasuna" olmak üzere daha önceki ETA uzantısı ya da örgüt bağlantılı siyasi oluşumlara göre tırnakları da epey törpülenmişti. Örneğin, siyasal tutukluların serbest bırakılması gibi taleplerden peşinen vazgeçmişti.
İspanya Yüksek Mahkemesi'nin kararı "Sortu"dan, Basklı siyasetçilerden öte ETA'ya şamar olarak değerlendiriliyor.
Ayrılıkçı örgüt, hatırlayacağınız gibi, bu yılın ilk günlerinde yayınladığı bildiriyle "Genel, sürekli ve uluslararası topluluk tarafından denetlenebilir ateşkes" ilan ettiğini duyurdu.
Ne var ki, İspanyol Hükümeti de, güvenlik yetkilileri de, başta AB olmak üzere uluslararası topluluk da, bu kararı ciddiye almadı, önemsemedi. Nedeni: ETA'nın geçmişte 10 kez ateşkes ilan edip, 10'unda da kanlı eylemlerle bozması. Hele 2006 Mart'ında ateşkes ilanından birkaç ay sonra Madrid Havaalanı'nda iki göçmen işçinin ölümüne neden olan bombalı saldırıyı düzenlemesinin, İspanyol kamuoyunda yarattığı derin travma anlatılacak gibi değil.
İşte o yüzden ETA'yla ilişkili siyasal oluşumlarda hep "Aristo mantığı" işletiliyor. "Sortu" için de öyle oldu: Mantık şöyle:
Sortu = Batasuna
Batasuna = ETA
O halde; Sortu = ETA
Bu kadar basit.
Peki, bu mantık zincirinin halkalarını kırabilecek bir formül yok mu? "Var" diyor İspanyol Hükümeti ve sayıyor:
ETA kayıtsız şartsız silah bırakacak ve kendini feshedecek. (Çünkü ETA bu 11'inci ateşkes ilanında da silah bırakmaktan söz etmedi. Ayrıca Basklı işadamlarından haraç almaya devam ediyor.)
ETA ile ilişkili siyasetçiler ETA'nın bundan sonraki şiddet yöntemlerine karşı çıkmakla kalmayacaklar, geçmişteki eylemlerinin tümünü ama tümünü de kesin, inandırıcı bir dille kınayacaklar. Ancak ondan sonra siyaset yapmalarının yolu açılabilecek.
İspanya bu kadar net. Bu kadar kararlı. Bu kadar ödünsüz.
Dün, biliyorsunuz, Barış ve Demokrasi Partisi" (BDP) ile "Demokratik Toplum Kongresi" (DTK) yöneticilerinin "Sivil itaatsizlik" eylemiyle ilgili bir değerlendirme yaptık. Son derece sağduyulu bir yazıydı. Buna rağmen iki örgüte ve arkasındaki güce bağlı çevrelerden epey tepki mail'i geldi.
Bu yazıyı da -onları bir kez daha kızdırmak pahasına- bir tespitle bitirmek istiyoruz:
Türkiye'deki siyasi partiler yasası İspanya'nınkine göre çok daha hoşgörülü, çok daha özgürlükçü.
Türkiye'deki siyasi haklar, düşünce, ifade ve gösteri hakları İspanya'dakinden çok daha ileri.
İspanya'da ETA'nın gölgesindeki partiler, siyasal tutukluların serbest bırakılması gibi talepleri bırakın seslendirmeyi, artık akıllarından bile geçiremiyorlar.
Bizde ise örgüt gölgesindeki bir parti ve bir "Sivil toplum örgütü", Öcalan'a özgürlük talebiyle alenen eylem yapabiliyorlar.
İyi ki de yapabiliyorlar.
Çünkü Türkiye'deki siyasi hakların ve özgürlüklerin AB kriterlerinin altında kaldığı iddialarına en somut ve en güzel yanıtı onlar vermiş oluyorlar.


Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA