En dengeli en akıllı insan da kimi zaman tutarsız veya çelişkili davranabilir.
Hele hele ikilemde kalmak bütünüyle insanlık halidir.
Fakat...
Bir saniye önce yapılanla bir saniye sonra yapılan sürekli tutarsızlık arz ediyorsa, işte o olmaz.
Bir başka ifadeyle...
Aklından zoru olmayan hiç kimse her saniyede fikir değiştirmez.
Değiştirse de bu aklın değil, "içgüdünün" marifetidir.
Lafın düzünü edelim: Ademoğlu "içgüdüleriyle" hareket etmez; kendi içinde tutarlı bir duruşu, bir bakışı, bir dünya görüşü vardır.
Hülasa bir "dini" vardır.
Şaşacaksınız ama söyleyeyim: Kendi hayat tarzı içinde herkes "dindardır."
İster pozitivist, ister materyalist, ister deist ve hatta ister ateist olsun, fark etmez.
Ateist "dindar" olur mu diyeceksiniz?
Olur, neden olmasın...
Dinden ne anladığınıza bağlı.
***
Lisani felsefi (gramatik) konularda kafa yoran özgün bilim adamlarımızdan merhum
Şakir Kocabaş, din kavramının kullanış tarzından kaynaklanan zihinsel körlüğün etkisinden kurtulmak için bu kavramın geçtiği her cümle üzerinde durun ve sorun demişti:
Hangi din?
Materyalizm mi, İdealizm mi, Pozitivizm mi, Budizm mi, Hıristiyanlık mı, İslam mı, ila ahir.
Merhum Kocabaş, insanın hayatına anlam veren inanç, düşünce, amaç, hesap ve ümitler ve bunlara bağlı olarak tutarlı davranışlar o insanın dinidir, der.
Budur.
Din en geniş anlamda dünya görüşü, yaşam tarzıdır.
Ayetle sabit olduğu üzre "
Allah katında din İslam'dır," o ayrı.
***
Son günlerde "
Mustafa Kemal'e dinci saldırı" modunda haberler
medyamızda arzı endam etmeye başladı.
"
Dinci" derken de belirli (muhafazakâr) bir kesimi mahkûm etmeye çalıştıkları hepinizin malumu.
Halbuki...
Mustafa Kemal'e en büyük saldırı
pozitivist dinci,
materyalist dinci ve özellikle de
Batıcı dincilerden geliyor.
Zira Gazi Paşa'nın "
karakterim" dediği "
bağımsızlık" düşüncesine saldırıyorlar.
Bunu da "dinci" dedikleri kimi meczupların "
kartpostal" saldırılarıyla maskeliyorlar.
Bir de hiç utanmadan "
Atatürk'ü siliyorlar" diye yaygara kopartıyorlar.
FETÖ vatanın tüm tersanelerine girdiğinde, tüm kalelerini işgal ettiğinde, yargıçları
marangoz imamlara bağladığında...
Ordumuzdaki generallerin yarısı
Fetullah'ın bir işaretiyle darbeye kalkıştığında...
Sözde Atatürkçüler "bölücülerle" mektup marifetiyle cilveleştiğinde...
O gezi zekâlı patron "
Güneydoğu'dan toprak satalım borcumuzu ödeyelim" dediğinde...
Sömürge valisi edalı
Kemal Derviş (
IMF direktifleri dolayımında) bir gecede
20 yasa çıkarttığında
Mustafa Kemal silinmedi de...
FETÖ yani
gladyo tasfiye edilince, müstevli taşeronu bölücü terörün beli kırılınca,
IMF kovulunca mı siliniyor?
"
Sizin dininiz size, benim dinim bana..."
Hadi gidin yatın.