Türkiye'nin en iyi haber sitesi
SALİH TUNA

Biraz da futbol konuşalım mı?

Vedat Okyar vardı rahmetli, Beşiktaş'ın milli futbolcusu.
Futbolculuğuna yetişemedim ama yorumlarını kaçırmazdım.
Haza beyefendi, sakin güçtü. Eyyamcılık nedir bilmezdi.
Başka takımlar hakkında olumlu veya olumsuz tek laf etmezdi, sadece Beşiktaş'ı konuşurdu. Tabi ki oynanan maçlar üzerinden.
Geçtiğimiz Nisan ayında kaybettiğimiz Can Bartu da böyleydi. İnanmadığını söylemezdi.
Nasıl da zevkle anlatırdı. Dinlemeye doyamazdınız.
Kemal Belgin, Hıncal Uluç, Erman Toroğlu, Ahmet Çakar, Rıdvan Dilmen de kendini dinletmeyi başaranlardan.
Sergen Yalçın şayet teknik adamlık yerine yorumculuk yapmaya devam etseydi onun da adını mezkur isimlerin hizasına rahatlıkla eklerdim.
Gerçi bu isimler değil futbol, patlıcan musakka tarifi yapsalar kendilerini dinletmeyi başarırlar.
Bir de ışıklar içinde yatası, İslam Çupi vardı.
Onun gibisi bir daha gelmez.
Diyelim ki bir golü mü anlatıyor, onun kelimeleriyle top adeta yeniden filelerle buluşurdu.
Pozisyonları bazen öyle betimlerdi ki pehlivan tefrikaları kaç para.
Buyurun bunlardan birini birlikte okuyalım: "Metin Oktay'a en yakın golcü Kemal Gülçelik'ti. Beşiktaşlı Kemal ne İnönü Stadı'na yetişebildi, ne de Türkiye Ligi'ne... Macera dolu karmaşık bir hayatı vardı. Müthiş bir futbolcuydu. Şeref Stadı'nda karlı bir gün. Çamlıca'nın poyrazı beyaz beyaz lapalıyor. Voleci Şeref sağ taraftan bir top attı... Kemal sağ tarafa deplase oldu. Topu stop etti, 50 metre havaya dikti... Sonra baktı ki kimse topu kaldırdığı yere deplase olmuyor, kendi topuna yetişip müthiş bir kafa çaktı. O anda rakip takım da, kaleci de, kale de teslim olmuştu Kemal'e... Beşiktaş'ın rakibini hatırlamıyorum. Ama skor aklımda. Beşiktaş 13 - 0 galipti. 20'nci dakikada Baba Hakkı, hakemi çağırıp 'Bu adamı oyundan at. Deminden beri bize de rakibe de top göstermiyor. Burada hepimiz soğuktan öleceğiz' dediğinde Kemal 8 gol atmıştı..."
Sizi bilemem ama ben İslam Çupi'nin bu satırlardan aldığım keyfi, o golü canlı seyretseydim alamazdım.
E tabi o vakitler böyle canlı yayınlar, kare kare pozisyon tekrarları, ofsayt saptayan milimetrik çizgiler, koşu mesafeleri, ısı haritaları falan yoktu.
Radyodan naklen maçlar hararetle anlatılır, gazete yorumlarında hayal gücü hiçbir VAR'a takılmayacak kadar özgür ifadelerle dermeyan edilirdi.
Şimdi vaziyet değişti.
Haliyle futbol yorumcusu muhayyilesinden ziyade modern futbolun üzerinde kafa yorarak analizler yapmak zorunda.
Artık modern futbolda hocalar müsabakası var. Nasıl bir oyun kurgusuyla birbirlerini alt ettikleri teşrih masasına yatırılıyor.
Bizde öyle mi ya!
Geçtim adamakıllı maç analizinden, çoğu kez futbol, futbolcu bile konuşulmuyor.
Yayıncı kuruluştan görüntü yayımlayamayanlar da hepten dedikodunun dibini buluyorlar.
Kimsecikler kusura bakmasın konuşulan futbol falan değil, hakemler ve yöneticilerden ibaret şeyler.
Derseniz ki...
"Maç ve futbol konuşulmuyor diye dert yanıyorsun, peki üzerinde konuşulmaya değer maçlar oynanıyor mu?"
Siz de haklısınız derim, başka da bir şey demem.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA