Türkiye'nin en iyi haber sitesi
SALİH TUNA

İran’ın Pakistan saçmalığı

Sesli dinlemek için tıklayınız.

ABD, Avrupa'yı iyice kendine ram etmenin dışında Rusya-Ukrayna Savaşı'ndan istediği hiçbir sonucu elde edemedi.
Dahası, her geçen gün aleyhine işliyor. Ne ki, vazgeçemez, yani Ukrayna'yı desteklemeye eli mahkûm.
Zira, Rusya bu savaştan mağlup çıkmadığı takdirde ABD mağlup çıktı demektir.
Rusya Devlet Başkanı Putin de hiçbir şekilde mağlup olmayacaklarını nükleer gücünü masaya sürerek ilan etmiş, "Rusya yoksa bu gezegenin de manası yok..." demişti. Yani dünyanın fişini çekmekle tehdit etmişti.
Sonuç itibarıyla, ABD tastamam çıkmazda. Belki Trump yeniden başkan seçilirse bir çıkış yolu bulabilirler.
Çünkü Trump, Putin'le ilişkilerinin çok iyi olmasıyla hep övünürdü. O kadar ki, "Ama Putin bir katil..." denilince, "Ne var bunda, biz de katiliz..." cevabını vermiş, Irak'ta yaptıklarını misal göstermişti.

***

İsrail de Filistin'de çıkmazda. Üç ayı geçtiği hâlde Gazze'de çocuk katliamından öte bir sonuç elde edemedi.
Dolayısıyla, Gazze'deki direnişi kıramadığı gibi tüm bölgedeki direniş azminin yükselmesine neden oldu.
İsrail'in, Hiroşima'ya atılan bombanın kaç misli bomba attığı Gazze katliamı bölge ülkelerine korku salmadığı gibi dünyanın en yoksul ülkesi Yemen dalga geçer gibi karşı saldırıda bulundu.
İsrail tüm dünyanın gözleri önünde binlerce çocuğu katlederken ABD, İsrail'e rahatsızlık veren Yemen'i geçen gün "terörist" ilan etti.
Fakat uluslararası toplumda hiçbir karşılık bulmadı, bulmaz. Tıpkı, Yahudilerin soykırıma uğradıkları için hukuki dokunulmazlığa sahip olduğunu, hâliyle İsrail'in Gazze'de ne yaparsa yapsın savaş suçu ve soykırım suçlarıyla itham edilemeyeceğini dile getiren Fransa ve Almanya'nın dünya halkları vicdanında karşılık bulamayacağı gibi.

***

Gerek ABD'nin Ukrayna çıkmazı gerek İsrail'in Gazze'de rezil rüsva olması, emperyalizm tehdidi altındaki Türkiye ve İran'a müthiş fırsat sunduğu gibi ekstra sorumluluk da yüklüyor.
Sorumluluk gereği emperyalizme karşı ittifakları artırmak varken, İran saçma sapan şekilde komşusu Pakistan'daki "Ceyşu'l Adl"ın kamplarını bombaladı.
İran'ın canını yakan "Ceyşu'l Adl"ın zaten İranlılardan müteşekkil bir terör örgütü olması veya uyarıldığı hâlde Pakistan'ın bu konuda hiçbir önlem almaması gibi gerekçeler mahut bombalamayı izah etmeye yetmez.
Pakistan ile kadim ilişkileri olan Türkiye'den yardım talep etmeli veya ne kadar canları yansa da sabretmeliydiler.
Lübnan, Hizbullah onca kayıp verdiği hâlde İsrail'e karşı topyekûn savaşmama nedenini "stratejik sabır" olarak izah ederken, İran'ın Pakistan'a karşı bu sabırsızlığının hiçbir mantığı olamaz.
Sonuçta ne oldu? Pakistan da misilleme yaptı. Hem de neredeyse İran'la aynı gerekçelerle.
İran da sonuç itibarıyla hatasını anlamış olacak ki, Pakistan'ın dost ve kardeş ülke olduğunun altını çizdikleri dünkü açıklamalarında, "Siyonist rejimin suçlarının İslam dünyasının birinci meselesi olduğu bir dönemde, düşmanlarının ve onların terörist müttefiklerinin bu ilişkileri zedelemesine izin vermeyeceklerini..." söylediler.
Yazık ki "güven bunalımı" oluştu mu öyle demeçlerle sona ermiyor.
İran şayet Türkiye ile rekabet yerine samimi ilişkiye girseydi Pakistan sorununu hiç yaşamayabilirlerdi.
Rahmetli Akif Emre Abim yıllar önce, "İran ve Türkiye bir araya gelemediği için Suriye bu hâle geldi. Bu gerilimde de tarihsel tecrübe devreye girmezse bölgede herkes kaybeder..." demişti.
Suriye'de herkes kaybetti. ABD ve İsrail'in çıkmaza girdiği şu dönemde bari yeni kayıplar yaşanmasın.
Vahdet sağlansın, Gazze'de katledilen çocukların ahı hepimizi yakmasın...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA