Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ŞEBNEM BURSALI

İhanetin ta kendisi...

"Biz sırtımızı YPG'ye, PYD'ye, PKK'ya dayadık!"
"Başkan Apo'nun (!) heykelini dikeceğiz!"
"Gerillaya katılım da olacak, savaş da olacak!"
"PKK'nın öyle bir gücü var ki; sizi tükürüğüyle boğacak!"
Bu sözleri okuyunca hepinizin kanı dondu eminim. Ama size, bu sözleri söyleyenlerin; milletvekili olarak Meclis çatısı altında sözde milli egemenliği temsil ettiklerini söylesem ne dersiniz? 40 yıldır 30 binden fazla asker ve sivil şehit verdiğimiz PKK terör örgütünü kutsayan, onun elebaşına başkan demekle kalmayıp heykelini dikmekten söz eden, alçak teröristlere gerilla diyen, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni bu ucube teröristlerin tükürüğüyle boğacağını haykıran izansızlar; milletvekili olarak yüce Meclis'te sözde milletin temsilcisi olarak bulunuyor. Bu büyük devletin yargısı ve yüksek yargısı da; elbette bunları karşılıksız bırakmıyor ve bu eylemlerin ve söylemlerin suç olduğu tespitinden hareketle cezalandırılması hükmünü verip, gereğinin yapılmasını emrediyor. Peki; yasanın ve anayasanın gereği nedir? Bu hükmü alan kişilerin milletvekili seçilme ve olma yeterliliğinin olmadığı veya kalmadığı gerçeğinden hareketle; TBMM Genel Kurulu'nda bu kararların okunmasıdır gereği. Yani; perşembe günü Meclis Genel Kurulu'nda 2 HDP, 1 CHP milletvekili ile ilgili yüksek yargının verdiği karar ve hüküm asıldır; Genel Kurul'da bu karar ve hükümlerin okunması da usuldür. Güçler ayrılığı ilkesi gereği; yargının verdiği kararın uygulanması gerekmektedir ve bunun için gerekli olan usul yerine getirilmiş, bu 3 kişinin milletvekilliklerinin düşürülmesi yoluyla hükümlerin yerine getirilmesinin önü açılmıştır.
Yazımız eksik kalmasın; girişte yaptığımız alıntılar terör örgütü PKK'nın siyasi uzantısı olarak görev yapan HDP'nin eski vekillerinin söyledikleri sözler. Peki; vekilliği düşürülen CHP'li Enis Berberoğlu ne yaptı? Suriye'deki Türkmenlere, katledilen mazlumlara yardım ve mühimmat götüren tırların suç işlediğine dair haber yapmak üzere dönemin FETÖ'cü kamu görevlileri tarafından kendilerine servis edilen belgeleri malum medyaya sızdırmak suç değil de nedir? Kimse kusura bakmasın ama mevzubahis olan vatan ise; gerisi teferruattır. Bu büyük Atatürk tarafından da böyleydi, gerçek vatanseverler açısından da böyle. Ve, mevzubahis olan vatan için yapılan bir mevzuya karşı olmak da vatan hainliği ile eşdeğerdir. Diyeceksiniz ki şimdi medya mensubu olarak tarafsızlık nerede kaldı?
Kırmızı çizginiz vatan, devlet, millet, bayrak ise noktayı koymuşuzdur. Eğer üzerinde yaşayacağınız bir vatanınız yok ise; hangi değerden, hangi milletten söz edebilirsiniz ki? Bunu Kurtuluş Savaşı'nda gördük. En son 15 Temmuz darbe kalkışmasında gördük. Gerçi CHP lideri yüzlerce şehit, binlerce gazimizin olduğu darbeye "tiyatro" demekte ama devletin kendisini meşru olmayan yapılara karşı ne kadar istikrarlı bir kez daha gördük. Son olarak terörle ilintili oldukları gerekçesiyle milletvekilliklerinin düşürülmesi kararını alan yargıya ve yargı kararının okunduğu yüce Meclis'e ve iktidar partisine darbeci yaftasını yakıştırmakta ve yapıştırmakta. Umarız CHP lideri bu yaptığının varlık sebebi olduğu millete ihanetin ve gerçek darbenin ta kendisi olduğunun farkına varır da; bu vatan için canını veren şehitlerin artık kemiklerini sızlatmaz.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA