Türkiye'nin en iyi haber sitesi
FERHAT ÜNLÜ

ABD’de ‘dâhili terör’ alarmı

Joe Biden'ın kanlı Kongre baskını sonrasında başkanlık görevini devralabildiği Amerika Birleşik Devletleri'nde İç Güvenlik Bakanlığı belki de tarihinde ilk kez 'dâhili terör' alarmına geçmiş bulunuyor. Bu kritik uyarı, İç Güvenlik Bakanlığı'nın 11 Eylül 2001 saldırılarından bu yana yayınladığı Ulusal Terörizm Danışma Sistemi adlı bültende yer aldı.

ABD'de İç Güvenlik Bakanlığı, bizdeki İçişleri Bakanlığı'na tekabül ediyor. Mezkûr bülten bu bakanlık tarafından yayınlanıyor. Bakanlığın son bülteninde 6 Ocak'taki Kongre binasına yönelik kışkırtılmış radikal saldırısının yükselen bir tehdide işaret ettiği kaydedilmiş. Bültende ayrıca, Kongre binasına yönelik ölümcül saldırının tek bölümlük bir 'epizot'tan (bir edebi eserde tematik açıdan başlı başına bütünlük gösteren ikincil olaylara verilen ad) ibaret olmadığı da belirtilmiş.

İç Güvenlik Bakanlığı, buna benzer bir uyarıyı, en son Ocak 2020'de İran Devrim Muhafızları Kudüs Gücü Komutanı Kasım Süleymani'ye yönelik suikastın ardından Tahran'ın siber saldırı düzenleyebileceği ihtimali üzerine yapmıştı.

Ancak bu, 'harici unsur'lardan gelebilecek tehditle ilgili bir uyarıydı. Son uyarı ise, Birleşik Devletler sınırları içinden ve Amerikan vatandaşlarından gelebilecek ilk tehdit uyarısı olması açısından şayan-ı dikkat.

ABD'nin çiçeği burnunda başkanı Joe Biden'ın da içerideki şiddet yanlısı aşırı grupların oluşturduğu tehdit hakkında bu hafta kapsamlı bir değerlendirme raporu hazırlanması talimatını verdiğini de not düşelim.

'GERÇEK RİSKLE YÜZLEŞEBİLMELİYİZ'

Dün ülkenin etkili medya kuruluşlarından New York Times'ta bu konuyla ilgili özel bilgiler içeren bir haber-analiz yayınlandı. George W. Bush, yani oğul Bush döneminin İç Güvenlik Bakanı Michael Chertoff, şunu söylemiş NY Times muhabirlerine: "Benim görüşüme göre bu, sağ kanat radikaller ve Neo-Nazi grupları tarafından yükseltilen bir dâhili terörizm dalgasıdır. Açık yürekli olmalı ve gerçek riskle yüzleşebilmeliyiz."

İşin şu boyutu da var: Biden'ın gelmesine 'basına yakışmayacak ölçüde sevinen' ABD medya müesses nizamının önemli temsilcilerinden NY Times'ın haber-analizinde radikal akımlarla ilgili tehdidin artışında Donald Trump'ın seçimlerdeki oylar çalındı iddiasının rol oynadığı özellikle yazılmış. Yani 'Bu 'dâhili terör' belasını Trump başımıza açtı' demeye getiriyorlar.

Haber-analizde geçtiğimiz yıl George Floyd'un ölümünden sonra meydana gelen ırkçılık karşıtı gösterilerin (Biz ona 'Amerikan Gezisi' diyoruz) Trump yönetiminin kimi isimleri tarafından 'iç terörizm' olarak tanımlandığı da hatırlatılmış. Ancak aynı yönetimin, radikaller ve beyaz ırkın üstünlüğünü savunan grupların ayrılıkçı tehditleriyle ilgili istihbarat raporlarını ciddiye almadığı da yazılmış.

ABD'NİN İSTİHBARAT ZAAFI!

Olaya istihbari açıdan bakılırsa… Bakanlığın terörizm uyarısı, spesifik olarak bir grubun belirli bir tarihteki saldırılarda rol oynayacağı istihbaratını içermiyor. Bu da 'iç terörizm' konusundaki istihbari bilgilerin nokta atışı bilgiler değil, 'genel bilgiler' olduğunu gösteriyor.

Bunu şuna benzetebilirsiniz: 15 Temmuz'dan önce Fetullahçı Terör Örgütü'nün bir askeri darbeye yeltenebileceği, zira bundan başka seçeneğinin olmadığı Türkiye Cumhuriyeti devleti tarafından tahmin ediliyordu. Ancak bu darbe girişiminin gün, saat olarak ne zaman olacağı bilgisine devlet vakıf değildi. Bu, ancak Milli İstihbarat Teşkilatı'nın Yenimahalle'deki eski binasına 15 Temmuz 2016 günü saat 14:20'de gelen Binbaşı O. K.'nın ihbarıyla anlaşılabilmişti. O. K.'nın verdiği bilgi ve bunun üzerine MİT Başkanı Hakan Fidan'ın Genelkurmay Başkanlığı'yla yürüttüğü diplomasi darbenin önlenmesinde etkili olan kritik faktörlerden biriydi.

ABD, DÜNYADA ÜRETTİĞİ SONUÇLARLA TANIŞTI

ABD'deki son istihbaratlarla ilgili olarak ise şu yorumu gönül rahatlığıyla yapmak mümkün: Yanlış biçimde 'her şeye kadir' olarak görülen Amerikan istihbarat topluluğunun dâhili unsurları, kendi içlerinde tehdidin adını koyuyorlar, buna ilişkin genel bir istihbarat da veriyorlar, hatta 2021'in ilk dönemleri ifadesini de kullanıyorlar, ancak spesifik manada tarih ve saat belirtemiyorlar.

Nitekim bültende İç Güvenlik Bakanlığı'nın elinde bu konuda bir kanıt veya saldırı planı olmadığı itiraf edilmiş. Sadece 'radikallerin', Kovid-19 pandemisi sınırlamaları dâhil 2020 başkanlık seçimleri ve polisin şiddet uygulaması gibi bir dizi sebeple motive olduğu söylenebilmiş.

Sebepleri bir kenara bırakalım. Zira sonuç belli olduktan sonra sebeplerin pek bir önemi kalmaz. Bu noktaya gelindiyse, yani nihai sonuç zaten ortaya çıktıysa Marksizm'in

-Frankfurt Okulu'nun ucunu yakaladığı- o tepeden bakışçı neden-sonuç determinizmi teorileri de çökmüş olur. Çünkü sonuç, sebeplerin tekmilini birden öldürmüştür. Nedenler değişse bile sonucun asla değişmeyeceği noktadır bu. Söz konusu eşiği çoktan aşmış olan ABD, dünyada daha önce bizim ülkemiz de dâhil pek çok ülkede ürettiği sonuçları şimdi kendi içinde yaşıyor. Eee, ne demişler; 'Yaşattığını yaşamadan ölmezsin'.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA