Filmin orjinali aslında dramatik... Bizde de gösterimde fakat acı olduğu kadar komik bir senaryosu var. Bir yol hikayesiyle başlıyor. İstanbul'a geliyorsunuz sonrası kolay!
MESELA Santos... Aziz Yıldırım gibi başkanı var. Brezilya'daki gelirinin 8 katı fazla kazanıyor. Birileri bu diyarı ona anlatmış: "Üç maç oynar, 10 maç yatarsın. İki gole de taparlar sana!"
CARLOS'tan neyin hesabı sorulmuş?
ALEX zaten bulunmaz hint kumaşı... Avrupa'da sıfır, Türkiye'de kral. O yoksa, 100 yılı aşkın tarih de yok(!) O olmazsa, F.Bahçe de olmaz(!)
ÖRNEKLER F.Bahçe'de fazlalıkla mevcut. Fakat sadece onlar değil... Çoğaltmak mümkün...
BOĞAZIN diğer yanında Tello var. Tabii canı isterse var! (Sağlam ve Denizli değişimindeki dönem; isteğe göre oynadığının-oynamadığının kanıtıdır) Elano da bu yakada oturanlardan.
BOBO bu golüyle, 3 haftayı daha kurtardı.
İSTANBUL güzel şehir. Reina da emrinizde, Kız Kulesi de! Şöhret ve çuvalla para olunca bu tablo kaçınılmaz! Ama iş düşüncede biter.
EMRE Belözoğlu da faydalanıyor, Kewell da... Onlar diğer taraftalar. Sizce Kazım'ın ne kadar umrundadır Fenerbahçe? Emre kadar düşünüyor mudur? Belözoğlu'nun çabalarının yarısına ulaşıyor mudur? Kameranın önünden geçerken forma öpmek bir çaba; bir fayda mıdır?
EZELİ rekabetten bihaber Kazım, ders oldu mu? Kewell gibilerini mi hızla getirirler, yoksa yine Kazım gibilerini mi? Cenneti bu adamların ayaklarına serenler, acaba ders alırlar mı?