Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ÜLKÜ TAMER

Çağdaş Homeros: Halikarnas Balıkçısı

Gece yıldızlar tek tük görünen mıymıntı şeyler değildir. Yıldız kalabalığına engin gece dar gelir. Sanki pırıltılarıyla göğü sarsıp gürlerler. Hele ufukta ay bir görünekoysun, evren bir peri masalına döner."
Belçika Turizm Bakanı Ullo'nun "Çağdaş Homeros" olarak nitelendirdiği Halikarnas Balıkçısı söylüyor bunu.

***
Bodrum'a ilk 1960'larda gitmiştim. Ufacık bir balıkçı kasabasıydı. Bir lokanta: Körfez. Bir ahçı: Latif. İki köfteci: Nasip ile Sakallı. Barlara sadece yazlık sinemalardaki filmlerde rastlanabiliyordu. Diskonun ise ne anlama geldiği bile bilinmiyordu. Çarşıda bir otel vardı. Bir de şimdiki görkemli diskonun yerinde on odalı sakin Halikarnas Oteli. Sonra Artemis Pansiyon ile Nereid Pansiyon.
Gündüzleri, gecenin yorgunluğunu atmak için uyumak yoktu öyle. Motor kiralayıp ıssız Karaincir'e gitmeyecekseniz kahvede oturup kağıt oynar, çene çalardınız.
Kıbrıs'a çıkarma yapıldığında, 1974 Temmuz'unda Bodrum'daydım. Bodrum, "ufak sahil kasabası" ydı hala; "patlama" nın ipuçları yeni yeni beliriyordu. İncik boncuk satan birkaç dükkan, pansiyona çevrilmeye başlanan evler, Karadeveci'yle gelen turistler. Yerliler "uyanıyordu" artık. Unutmuyorum, bir gün öğle üstü Sakallı'da köfte yiyordum. Dışarıda pazar kurulmuş. Satıcıların sesleri duyuluyor: "Domates bir lira!" Radyoda haberler okunuyor. Spiker, "Bugün gazete kağıdına yüzde yirmi beş zam yapıldı," dedi. O anda sanki biri bir düğmeye bastı, satıcılar aynı anda, bir ağızdan bağırmaya başladılar: "Domates yüz yirmi beş kuruş!"
Kıbrıs çıkarması pek bir şey değiştirmedi. Tek eğlencemizden, yazlık sinemalardan yoksun kaldık. Geceleri karartma vardı çünkü. Karşıda İstanköy ışıl ışıl. Sirtaki sesi bizim kıyılara vuruyor, biz ise karanlıkla boğuşuyorduk.
Gündüzleri balıkçılarla, Hataylı'yla, Allaha yan bakan Yaşar'la Azmakbaşı'nda oturup siyahbeyaz televizyonda Ecevit'i dinliyor, akşamları perdeleri çekip mum ışığında kağıt oynuyorduk.

***
O yıl tenha bir ağustos geçirdi Bodrum.
Ama ertesi yıl bunun acısını çıkaracaktı.
Başka kentlerden gelenlerin getirdiği "eski köye yeni adet" lerle rengini yitirmeye başlayacaktı. O renkten sadece evlerin beyazlığı kalacaktı galiba.
Yine de geceleri ışıklar gökyüzüne vurmuyordu. Azmakbaşı'ndan gözlerinizi yukarı çevirdiğinizde yıldızları görebiliyordunuz. Göğü sarsıp gürlüyorlardı... Evet, evren bir peri masalına dönüyordu geceleri.

***
O dönemin tiryakileri için Bodrum bambaşka bir yer şimdi. Ama akşamleyin "Artık gidilecek yanı kalmadı" deyip de ertesi gün ilk otobüsle Bodrum'a yollanan çok kişi tanıyorum. Türkiye ne kadar değiştiyse Bodrum da o kadar değişti. Bodrumlular içeriden, biz dışarıdan, ne ettikse Bodrum'u daha fazla bozamadık.

***
1970'lerde Mellengeç adlı şirin bir gazete çıkardı Bodrum'da. Şimdi ofset baskılı dergiler, kitaplar yayımlayan bir yayınevi bile var.
Bodrum Ajans'ın ürünü, Demircan Türkdoğan'ın derlediği Anılarla Balıkçıya Merhaba kitabı. Bodrum'un çok şey borçlu olduğu sanatçıya gerçekten güzel bir "Merhaba!"
Demircan'ı yıllar öncesinden tanırım. Tiyatro oyuncusuydu. Karikatür de yapardı.
22 yıl önce Bodrum'a yerleşti. Şimdi "kentin" tanıtımı için çalışıyor, yayınlar yapıyor.
Kitabında Müntekim Ökmen, Safiye Ayla, Zeki Müren, Vedat Türkali, Sabahattin Eyüboğlu, Azra Erhat, Mehmet H. Doğan, Orhan Kemal, Edip Cansever, İlhan Berk gibi sanatçıların yazılarının, şiirlerinin yanı sıra, Deli İbrahim Kaptan, Alim Ekinci, Ali Arkun gibi has Bodrumluların görüşleri, izlenimleri de yer alıyor. Bodrumseverler ve Balıkçıseverler için renkli bir kaynak.

***
İşte Deli İbrahim Kaptan'ın anılarından biri: İkinci Dünya Savaşı'nda un sıkıntısı vardı. Hayk Fıkrası Müfettişlerinden biri, biz süngercilere un vadetti. Un hakikaten geldi. Ama bazı kimselere vermediler. Akşam Cevat Şakir, Mustafa Cengiz, Mehmet Poyraz ve ben içki içiyorduk. Durumu Cevat Şakir'e anlattık. Avucunu açıp yüzümüze dayayarak, "Nahh" dedi. "Siz buna layıksınız. Gidip niye hakkınızı aramıyorsunuz?" Ertesi sabah ben, Mustafa Cengiz, Mehmet Poyraz Kaymakam'a çıktık.
"Ne istiyorsunuz?" dedi.
"Hakkımızı," dedik. Kaymakam bizi odadan çıkardı. Ertesi gün üçümüzü de askere aldılar.

***
Anılarla Balıkçıya Merhaba'yı Bodrum dışında bulabilir misiniz, bilemiyorum. Bulamazsanız, okumak da istiyorsanız, kitapçınıza başvurmanız gerekecektir sanırım. İnanın, çabanıza değecek, bu keyifli kitabı bitirdikten sonra "çağdaş Homeros" umuzun yapıtlarını okuma isteğini de duyacaksınız.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA