Türkiye-İsviçre maçını ilk kez geçici Basın Tribünü'nden izledim. Maç sırasında kendimi Avrupa'nın modern stadlarından birinde zannettim. F.Bahçe Kulübü Başkanı sayın Aziz Yıldırım'ı ve yöneticilerini Türkiye'ye böyle bir stad kazandırdıkları için tebrik ediyorum. UEFA kriterlerine uyan Türkiye'deki tek stat bence Şükrü Saracoğlu'dur. Ambiansı, rahatlığı, konforu, maç izleme keyfiyle bu stad Türkiye'nin 5 yıldızlı stadıdır. Sayın Yıldırım'ın yapım sırasında sabahlara kadar denetim yaptığını biliyorum. F.Bahçeli futbolcuların ve taraftarların çok şanslı olduğunu söyleyebilirim. Bu stada sahip çıkmamız gerektiğine inanıyorum. Çünkü Milli maçlarda yaşanan olaylar nedeniyle şiddet çıtasının yükseldiğini görüyorum.
Kendi içimizde oynanan maçlarda yaşanan olayları durdurma adına para cezasıyla, seyircisiz maç oynatmayla ya da sahayı kapatarak yaptırımlar uygulayabiliriz. Ama iş uluslararası maçlara gelince bu tür olayların faturasını ağır öderiz. Eğer soyunma odalarına giriş tünelinde ve koridorlarında yeterli önlem alınmazsa bu dev stad UEFA ve FİFA tarafından her an mimlenebilir.
İngiltere maçında yaşananları hepimiz biliyoruz. Son İsviçre maçında bu önemli bölgeye sahip çıkamamanın sancılarını F.Bahçe gelecek yıllarda yaşayabilir. İsviçre maçının ilk yarı bitiminde 4'üncü hakemin dört nala koridorlara uçarcasına koştuğuna tanık oldum. Neden? Bence İngiltere maçında yaşanan olaylardan dolayı hakemler uyarılmıştı. F.Bahçe Çarşamba gecesi Milan'la final gibi bir maç oyanayacak. Stadın iki milli maçta zedelenen kimliğini onarmak adına sayın Başkan Yıldırım önlemlerin sıklaştırılması konusunda yoğun çaba harcamalıdır. Milan'lı oyuncular tacize uğramadan körükten rahatça girip çıkmalıdır. Yarını kurtarmak Çarşamba gecesi gösterilecek misafirperverlikten geçmektedir.