İzmir milli maç kenti olduğunu yine kanıtladı. Gün boyu yağan yağmura ve şiddetli rüzgara rağmen tribünler dopdoluydu.İddia ediyorum bu koşullarda Milli Takım, Fildişi Sahili ile İstanbul'da oynasaydı insanlar maçı evde TV başında izlerdi.
Drogba, Yaya Toure, Eboue gibi yıldızlara sahip Afrika'nın yükselen yıldızı Fildişi'ni hazırlık maçı için seçmek gücümüzün son halini görmek adına doğru tercihti. İlk yarı Terim Milli Takım'ı forvette Semih-Gökhan ikilisiyle oynattı. Birbirini tamamlayan ve iyi anlaşan, yardımlaşması üst düzeyde bir takım görüntüsü verdik. Top rakibe geçtiğinde geriye çabuk döndük. Topla buluştuğumuzda acele etmeden, ayağa pas oynamaya özen gösterdik. Hücuma çıkarken akıllı paslar kullandık, kanatlardan bindirdik, oyun sıkıştığında topu ters kanada oynadık. Rakibe fazla boş alan bırakmadık. Gökhan'ın süper vuruşla attığı golde Tuncay'ın sırtı dönükken verdiği pas akıllıcaydı.
İkinci yarı değişikler Milli Takım'ın dengesini bozarken tek forvete geçiş rakibi rahatlattı. Rüzgar altında oynadık. Yan toplarda yüreğimiz ağzımıza geldi. Fildişinin hızlı ataklarında Volkan'ın becerisi vardı. Şans da yanımızdaydı. İnanılmaz goller kaçıran Drogba uzatmada galibiyetimizi engelledi.
Fatih Terim'e, "Bunu neden almadın?" diye sorulmasına karşıyım. Ben her oyucunun Milli Takım oyuncusu olabileceğine inanmıyorum. Terim de heyecanını yitirmiş tüccar zihniyetine bürünmüş isimlerle yollarını ayırmalı.