Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HINCAL'IN YERİ HINCAL ULUÇ

Adalet Bakanı gazete okuyor mu?..

Bu başlığı okumaktan bıktınız.. Sanırım Adalet Bakanı Cemil Çiçek de bıkmıştır. Ama gazeteler her gün böylesi haberleri manşetlerine çıkmaktan bıkmadılar..
Çünkü Türkiye'de halkın "Adalet" duyusu hızla yok oluyor.. Çünkü Türkiye'de devleti devlet yapan temel unsurlardan biri, birincisi hızla çürüyor..
Ve Türkiye'de bu durumdan sorumlu olanlar, hiçbir eylem ve söylemde bulunmadan bu haberlere bakmaya devam ediyorlar..
Bakmaya.. Okumaya değil..
Pazartesi, Hürriyet'in manşetinde korkunç bir mukayeseli haber vardı..
Aralarında 2 yaşında bir bebeğin de bulunduğu onlarca çocuğun porno görüntülerini çeken (Vahşete bakar mısınız?.. Bebek pornosu Sayın Bakan.. Bebek pornosu..) bir çete yakalanmış. 10 kişi mahkemeye verilmiş. Savcı 90 yıla kadar hapis istemiş. Kanıtlar.. Baskınlarda ele geçen 10 bilgisayar, 30 hard disk, 676 dvd, 344 disket, 25 video kaset, binlerce fotoğraf.
Sonuç.. Beş sanık anında, iki sanık ilk duruşmada, iki sanık ikincide, son sanık da üçüncü duruşmada "Tutuksuz Yargılanmak üzere" serbest bırakıldılar.. En fazla yatan 6 ay.. Şimdi çete aynen sokakta.. Çete kurmak ayrı bir suçken üstelik, ceza yasamızda..
Dinç Bilgin, Ercan Arıklı, Zafer Mutlu hem de silahlı çete kurdukları için yargılanmışlardı mesela..
Yani bu ülkede 2 yaşındaki bebeklere, seks işkenceleri yapmak serbest öyle mi, Sayın Bakan?..
Oysa Amerika'da.. Hürriyet onu da yazmış. Teksas'ta bilgisayar üzerinden çocuk pornosu ticareti yapan milyoner Reedy'ye verilen cezaya bakar mısınız?..
1335 yıl hapis.. Rakam hatası yok.. Bin üç yüz otuz beş yıl hapis.. Fotoğrafları o üretmedi, sadece dağıttı diye, cezası 135 yıla indirilmiş. Yani pornoyu yapan, çeken değil, sadece dağıtana 135 yıl. Tüm banka hesapları, mal varlığı müsadere.. Hepsi çocuk derneklerine verilmiş..
Buyrun orda ve burda Adalet Sofrasına!..
Vatan'ın manşeti.. Bu ülkede silahlara sarılıp sokaklarda çatışmak serbest ya.. Bu defa da Adana'da evinin balkonunda otururken, iki eşkiyanın sokakta rastgele sıktıkları kurşunlar, 13 yaşındaki Ramazan'ı vuruyor. Omurgasından.. Felç.. Ömür boyu felç.. Eşkiya silahı ile yakalanıyor. Silah ruhsatsız.. Vuran Ali Arat tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılıyor.. Ruhsatsız silahla kent sokaklarında rastgele ateş etmek, adam vurmak, bir çocuğu ömür boyu yatağa mahkûm etmek, bu ülkede serbest, Adalet Bakanım.. Huu.. Huuu.. Duyuyor musunuz?..
Aynı Vatan'da bir haber daha.. Gürhan Erinmez, mahallede arkadaşı ile kavga ediyor. Dövüyor, belinden kemerini, cebinden 5 (Beş) lirasını alıyor. Cezası 10 yıl hapis.. İyi halden 8 yıl 4 aya iniyor.. O da bu ülkede Sayın Bakan.. Beş lira alana 8 yıl.. 13 yaşındaki çocuğun hayatını söndüren, 2 yaşında bebekle porno film çeken serbest.. Bu mudur Adalet!.. Bu nasıl terazidir, Sayın Bakanım?..
Gene Vatan haberi.. Ankara'da sokak eşkiyasının serseri kurşunu Berat Çelik'i beyninden vurdu. Ameliyatla beynin sağ ön kısmı alındı. Kurşun sıkan maganda 50 günde serbest kaldı.
Ve Sabah'ın dünkü haberi.. Mersin'de sokakta çatışan eşkiyanın kurşunları, o sırada oradan geçen 19 yaşındaki Seda'yı sırtından, balkondan bakan 16 yaşındaki Ebru'yu göğsünden vuruyor. Adalet Bakanı gazete okumuyor, ama eşkiya okuyor.. Sokakta vuruşmanın serbest olduğunu her gün gazetelerde görüyor ve artık biliyorlar.
Dün, Sabah'ın manşeti..
"İyi ki, kanunen yasaklılar!.."
Ayni adres 6 kez basılmış, kumar oynatırken. Ruletler, black jack masaları, fişler, paralar.. Hepsi serbest, her defasında.. O zaman kumar nasıl yasak bu ülkede?.. Polisin içinden haber geldi. İstanbul'da şu anda 150 yerde en az kumar oynatılıyor devamlı. Polis biliyor, basıyor.. Sonuç yok. Bu yüzden, yasak kumar tüm hızı ile devam ederken, kaybeden sadece Maliye ve turizm sektörü.. Bu mudur, devlet yönetmek, Sayın Adalet Bakanı..
Ve dün, gene Sabah'tan.. En korkuncu..
Hırsızı tahliye etmeyen Yargıç İnsaf Gündüz'ü, sanığın kardeşi Küçükçekmece Adliyesi'nin koridorlarında dövüyor. Burnunu kırıyor, beynini sarsıyor.. Dayak bir kadına değil, Yargı Bağımsızlığına, Özgür Yargıya atılıyor.. Hadi siz yargıç olun da, yargıçlarını koruyamayan ülkede (Danıştay Baskını daha dün değil mi), korkusuz karar verin bakalım, bundan böyle?..
Bu saldırganı yargılayacak başka yargıç, sadece yumrukları mı dikkate alacak, yoksa " Adaletin yediği dayağı" da suça ve dolayısı ile cezaya dahil edecek, tüm meslekdaşlarına, yargı bağımsızlığının emin ellerde olduğunu gösterecek ibret-i alem bir ceza mı verecek, göreceğiz.
Benim sorum başka..
Koridorlarında yargıç dövülen Küçükçekmece Adliyesi'ne gittiniz mi, Sayın Bakan?.
Ben gittim..
Köpek bağlasan durmaz.. Rezil bir sokakta rezil bir bina.. Gitmek sorun, girmek sorun, içinde çalışmak sorun..
Beni yargılayan hâkime "Burada asıl mahkûm sizsiniz. Mahkûm ettikleriniz birkaç gün sonra evlerine dönüyor ülkemizde, ama siz bu hapishanede müebbetsiniz" demiştim.
Böyle bir yerden Adalet çıkmaz, Sayın Bakanım.. Ama bu ülkenin Adalet Saraylarının (!) çoğu böyle, gecekondu..
Sayın Çiçek!..
Gazete okuyor musunuz?.. Her gün okuyor musunuz?..
O zaman neden susuyorsunuz?..
Adalet terazisini elinde tutan simgenin gözleri bağlıdır. Adaletin gözü kördür.. Öyle olmalı.. Peki ama Adalet Bakanı'nın gözlerini yumma hakkı var mıdır?. Olabilir mi?.
Telefon edip bana değil, televizyonlara çıkıp halka konuşun.. Adalet duyusu fena halde sarsılan, devletinin temeline nasıl dinamit konduğunu, her gün bir başka manşette okuyan, sokakta dolaşmaktan korkar hale gelen halka konuşun ve onları rahatlatın biraz.. Adalet Bakanı olarak göreviniz, asli göreviniz bu!.
İngiltere'de sokak çeteleri üç haftada üç genci vurdular diye, Başbakan Blair acilen televizyona çıktı. Müthiş önlemler istedi, talimatlar verdi. "Ruhsatsız silah taşımanın cezası arttırılacak, 18 yaş altındakilere de ağır cezalar verilebilecek, polisin yetkileri arttırılacak" dedi..
Peki bizde kim konuşacak?.. Hadi Başbakan meşgul.. Kafasına Cumhurbaşkanlığını koymuş, onunla uğraşmaktan başka şey düşündüğü yok. Peki ya siz, Sayın Adalet Bakanım?.. Ya siz?..
Bu rezillik daha ne kadar sürecek, söyler misiniz?..
Ya da "Rezillik mezillik yok. Bunlar bir köşe yazarının abartmaları" deyin de, halk rahatlasın!..

***

Yazı bitti. Bilgisayarı kapadım, televizyonu açtım. NTV canlı yayınında Başbakan Recep Tayip Erdoğan konuşuyor, tam da üstüne.. Tek cümle etti, tam o anda.. Tezahüratlara bakarsanız, İnönü Stadı'na dönmüş, AKP Meclis gurubunda.. Tek cümle..
"İktidarımız adaleti güçlendirmiştir!.."
Sevsinler!..

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA