Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HINCAL'IN YERİ HINCAL ULUÇ

"Öteki" yaratmak için çırpınma sanatı..

Kahraman Sadıkoğlu, Atatürk'ün yatı Savarona'yı hurdadan almış, bugün olsa, denizcilik müzesi yapacağımız o tarihi Yavuz zırhlısının akıbetine uğrayıp, jilet ve sobalara odun olmasını önlemiş, dünya denizlerinde Türk bayrağını, görenlere gurur veren güzellikte dalgalandıran bir nazenine döndürmüş o günlerde.. Oturdum yazdım.. Kahraman da dostum. Ayrıca kutladım..
Bizim çok sevdiğim ve saydığım aile büyüklerinden, uzak akrabadan biri aradı..
"Hıncal o adamı nasıl över, onunla nasıl dost olursun" diye..
"Niye" dedim, hayretle.. Anlattı..
Bizim Ubıhlar, yani sahil Çerkezleri, Ruslardan kaçıp Türkiye'ye gelirken deniz yolunu tercih etmişler. Neleri varsa satıp savıp, altına çevirmişler ve takalara binmişler..
O takaları Sadıkoğulları çalıştırıyormuş. Kimileri Anadolu sahillerine varamamış.. Benim uzak amca diyor ki "Sadıkoğulları serveti böyle yapılmıştır.."
"Yani" dedim, diyelim dediğin şehir efsanesi değil de, doğru.. "Gidip Kahraman'ı vurayım mı şimdi?.."
Kahraman hala en iyi arkadaşlarımdan biri
.. Daha pek çok Sadıkoğlu da..

***

Sevgili Ahmet (Kışlalı) Türkiye mozayığından bir sağlam ulus, bir sağlam devlet çıkması için Tito'nun sözlerini örnek verirdi.. "Bizi ayıran şeyleri kaşıyacağımıza, ortak yanlarımız üzerine gidelim. Yoksa yıkılırız." Tito'nun Üçüncü Dünya Lideri yaptığı Yugoslavya, savaşta Almanları böyle yenip kuruldu. Böyle büyüdü, itibar kazandı.
Tito öldü. Yerine gelenler ayrılıkları öne çıkardılar.. Dil dediler, din dediler, mezhep dediler, ırk dediler.. Şimdi kaç devlet var, Yugoslavya'nın yerinde.. Hangisinin kaç paralık itibarı var?..
***

1971'de bana bir "Yunan Gecesi" yaşatma sözü vermişti, Rodos'un turizm müdürü. Çıktık. Meyhaneye gittik. Yalancı Dolmalar, Paşa Mezeleri (Adıyla) eşliğinde rakı içtik. Çıktık, Yunan Folklör Balesine gittik. Zeybekler, Kasap Havaları, Ege Türküleri..
Otelime bırakırken "Nasıl buldunuz Yunan Gecesini" dedi.. Güldüm "Harika bir Türk Gecesi yaşadım" dedim.
O ciddileşti.. "Hıncal Bey" dedi, "Bey" Türkçe.. "Bunlar Yunan mı, Türk mü diye kavga edeceğimize, Ege'nin iki yanında ayni mezeyle, ayni içkiyi içen, ayni müziği dinleyip ayni dansı yapan, ayni zevkli iki millet var diye düşünsek daha iyi olmaz mı, ikimiz için de.."
***

Londra'da HSBC Bankası Genel Merkez Gökdeleninin tepesinde bir cafe var, çalışanlar için.. Duvarlarına özlü sözler yazmışlar.. Ayrı bir yazı konusu yapacağım, ya da Sevdiğim Laflar'da sıralayacağım.. Bir tanesi bir Çin Atasözüydü..
"Dostluklarınızı insanların içindeki güzelliklerden kurun, başka şeyden değil.."
Okurken Haşmet'in seyahat öncesi bir pazar sabahı beni eleştiren yazısını hatırladım..
Dostluklarımı eleştiriyordu. Dostlukları başka şeylerden ayırmamı eleştiriyordu.
"Sana bunca çirkefliği yapanla nasıl dost olursun" diyordu..
Diyelim yaptıkları çirkeflik, Haşo.. Geçmişte yaptılar diye, hayat boyu düşman mı kalacağız?. Ya paylaşacağımız şeyler, kavgalarımızdan daha öte, daha anlamlı ise.. Ya dostlar arasında yaşamak daha güzelse, nefretler çemberinde sıkışmaktan..
Öteki.. Öteki.. İlle de ötekiler mi olmalı hayatımızda..
Yunan öteki.. Ermeni öteki.. Kürt öteki.. Laz öteki.. Çingene öteki..
Düşmanlar arasında bir Türkiye... Kendi içinde darmadağın, birbirine diş bileyen bir ulus..
Geçmişte yapılanları, hâlâ da olanları unutmazsak, Türkiye kalır mı?. Kalsa bile insanları mutlu olur mu?. Benim beynim Kin Makinesi değil, Haşo.. Benim bilgisayarım özel programlanmıştır.. Güzellikleri kaydeder, saklar ve hep hatırlatır. Beni delirten, öfkeden kudurtan çirkinlikleri ise, anında "Delate" eder.. Otomatik siler.. Unutur..
Ben insanların kötülüklerini değil, güzelliklerini bilir, ilişkilerimi onlar üzerine kurarım bir..
İnsanları hele fikirlerinden dolayı asla kendimden uzaklaştırmam, bu iki..
Ve de üçüncüyü hiç unutma, Haşo.. O da bir güzel deyiş, Schiller'den.. Hani 9. Senfoninin sonundaki o dünya durdukça duracak "Neşeye Çağrı" şiirinin yazarı..
"Bağışlamak ve unutmak iyi insanların intikamıdır."
Neşeye koş, benim en can dostum.. Öfkeye değil!..

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA