Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HINCAL'IN YERİ HINCAL ULUÇ

Polisler ve gazeteciler üzerine..

"Nurettin Hasman'ın sevgilisiydi. İkoncan olarak ün yaptı" diye yazsam haber yaparken, sonra da "E.T." diye söz etsem, o genç kızı korumuş, özelini gizlemiş mi olurum?.
Arkadaşlık ettiği ünlü futbolcuları sıralamışlar. Manken diye mesleğini de yazmışlar. En ünlü fotoğraflarını da güya yüzünü mozaikleyip basmışlar.. Sonra E.Y. demişler.. Yani ne sorumlu gazetecilik değil mi?. Bir tek Posta, adı açık açık yazmış. Hiç değilse kimseyi kandırmaya, aldatmaya teşebbüs etmeden..
Bu işin mesleki yanı..
Bir de hukuki yanı var..
Polisler, bir genç kızın fuhuş yaptığını öğrenip peşine düşmüşler. Telefonunu ele geçirmişler. Artık dinlemişler mi, bilmem. Aramışlar. 1000 dolara pazarlık edip evine gitmişler ve orada polis olduklarını açıklayıp gözaltına almışlar. Önce karakola, ifadeye.. Sonra savcılığa..
Savcı serbest bırakmış..
Ne yapacaktı?.
Türk Ceza Kanunu'nda fuhuş diye bir suç yok. İsteyen vücudunu satarak para kazanabilir. Suç olan şey, beyaz kadın ticareti, fuhşa teşvik, fuhşa aracılık etmek, yani affedersiniz pezevenklik yapmak, pazarlamak, çete oluşturmak..
Kadın tek başına, erkekle buluşup sevişiyorsa, buna kimse karışamaz. Karışmıyor da..
Manken, erkeğin koynuna girip 4x4 cip, tektaş yüzük, bahçeli villa alırsa saygın, bin dolar alırsa, orospu mu oluyor, yani?.
İstanbul'u gözlerinizin önüne getirin..
Hem de kentin en merkezinde, hem de en ünlü caddelerinde belli saatlerde yürüyemez oluyorsunuz, sıra sıra dizilmiş kadını, travestisi, müşteri bekleyenler yüzünden. Ama yapacak bir şey yok. Kimseyi rahatsız etmedikleri sürece, yol kenarında durmak da serbest, yaklaşan bir arabaya binip gitmek de.. Ondan ötesi de kimseyi ilgilendirmez zaten..
Şimdi bu profesyonellerin önünde devriye gezen ama hiçbir şey yapmayan polis, üstelik sokakta da değil, kimsenin gözünü bile rahatsız etmeyen bir genç kızın peşine niçin düşüyor, hiç işi gücü yokmuş gibi?.
Aklıma gelen bir tek şey var.. Üç beş arkadaşın canları sıkılmış.. Hani canları sıkıldığında gece yarısı arabalarında yalnız giden kadınları çeviren polisler gibi.. Biraz eğlenmek istemişler. Eğlenmişler de..
Bunu yaparken bir genç kızı teşhir etmişler, rezil etmişler, hayatını karartmışlar. Umurlarında değil. Çünkü, hesabını soran yok. "Suç olmadığını bile bile bunun peşine niye düştünüz?. Kaç kişi düştünüz?. Halkın vergilerinin ne kadarını boşu boşuna harcadınız, hiç hakkınız olmadığı halde bir özel hayatı niye teşhir ettiniz" diyen yok.. Ne Emniyet'te, ne İçişleri Bakanlığı'nda.. En liberal, en demokrat yazarlarımız dahil, yazan da yok.
Eğlenmişler, yaptıkları yanlarına kâr kalmış. Yarın gene eğlenirler..
Oysa..
Batı gazetelerini günü gününe okuyorum. Türkiye dünyanın en büyük beyaz kadın ticareti merkezlerinden biri haline geldi. Eski Demirperde ülkelerinden türlü çeşitli vaadlerle kandırılıp getirilen kadınlar, pasaportlarına da el koyan çetelerce, Türkiye'de çalıştırılıyor. Tehdit, şantaj, hatta işkencenin haddi hesabı yok. Zamanı gelince de, yurt dışına satılıyorlar.
Beyaz kadın ticareti, Soykırım'dan sonra en ağır uluslararası suç. İnsanlık suçu.. Polisin adamı, imkânı, zamanı varsa, sonuna kadar bununla uğraşmalı. Türkiye adının üzerine yazılan bu utancı silmek için çırpınmalı..
Ben o genç kızın yerinde olsam, bu ülkenin en iyi avukatlarını tutar, kendisini teşhir edenlerin hepsi, ama hepsi hakkında en ağır tazminat davaları açar, verilen kararlarla tatmin olmazsam, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne kadar giderdim.
Giderdim ki, hak, hukuk, adalet ve özel yaşamın gizliliği gibi kutsal kavramlar, bir daha polis eğlencesi, tiraj ve reyting aleti olmasın!..

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA