Bu haftaki pazar neşemiz uyarlama.. Sortie'de oturuyoruz. Ertekin bir kızı davet etmiş telefonla ama yüzünü pek hatırlamıyor. Öyledir. Adını, telefonunu alır, defterine yazar ama unutur. Hatırlamak için çağırması gerekir..
O bekliyor, Ünal, Erol ve ben dalga geçiyoruz. Birden Kazım Baba'dan kalma bir fıkrayı hatırladım. Orada uyarlayıp, anlattım.
Ertekin, son sanal teknolojilerle tanıştığı bir kızı Sortie'ye davet etmiş. Ederken de bana dedi ki, "Sen saat 11 gibi beni ara.. Ötesine karışma..
" Kız gelmiş.. Ertekin beğenmemiş.. Sohbeti de beğenmemiş. Telefonu bekliyor. Tam 11'de aradım. "Tamam.. mamam" dedi, telefonu kapadı..
Sonra kıza dönmüş.. "Kusura bakma" demiş.. "Kuzenim ölmüş, acele gitmem gerek.."
"İsabet" demiş kız.. "Yoksa, beş dakika sonra benim anneannem ölecekti.."