Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HINCAL'IN YERİ HINCAL ULUÇ

Her büyümek iyi değildir!..

Kanser de büyümedir, bilirsiniz.. İnsanın kendi hücreleri, sonunda onu öldürebilecek bir büyüme hızı ile urlara dönüşürler..
Aslolan sağlıklı büyümeyi sağlamaktır. Kontrol edilemeyen, dengeyi yitiren büyüme ile kansere dönüşme ve yok olma değil..
Şimdi bunu niye söyledim..
Çünkü, son yıllarda yaptığı ataklarla bu ülkenin gururu haline gelen Türk Hava Yolları'nda bir kanserleşme tehlikesi var sanki..
Hangi gazeteyi açsam, bir köşe yazarı THY'de başına gelenleri anlatıyor.. Zamanında kalkan, adam gibi uçan ve zamanında inen THY uçağını nerdeyse unutur olduk. Bu yaz başından beri ben kaç kez THY'ye bindim. Bu tarifime uygun sefer sayım 1.. Yazı ile bir.. Son İzmir dönüşüm..
Gidişim tam bir olaydı.. Ama yolda, İzmir'de ve dönüşte okuduklarımı görünce, benim başıma gelenlere "Şükür" dedim içimden..
İşte size Şükür..
CİP salonuna uçuşa yarım saat kala girdim. Panoda "15 dakika gecikme" yazıyor. "Helal olsun THY'ye" dedim içimden.. "15 dakika gecikme bile sayılmaz, bizim sözlükte. Onu dahi yazıyorlar.."
İlan edilen saat geldi, geçti. Ne çağrı yapıyorlar, ne uyarıyorlar. Unutulduk resmen. Bir 15 dakika daha geçti. Çağrıldık. Uçağa bindik. Kapılar kapandı. Oturuyoruz.. Pilot anons yaptı. "20 dakika daha körükteyiz. Özür dileriz.." Sorumlu THY değil, kuleymiş. Öyle dedi. 20 dakika sonra kıpırdadık. Az gittik. Durduk.. Pilot gene konuştu. Kalkış için bilmem kaçıncı sırada imişiz, 20 dakika sonra kalkarmışız.. Kalktık, ama 35 dakika sonra.. "15 dakika rötarlı" denen 15.00 uçağı, 16.25'te havalandı. Yarım saat CİP salonunda, 55 dakika uçağın içinde bekledik..
Niye?..
Bu bilgisayar çağında, milleti 55 dakika uçağın içinde bekletmenin gerekçesini biri bana açıklayabilir mi?. Kule'nin kaçta kalkış izni vereceği, sırada kaç uçak olduğu belli değil mi?. Yolcuyu ona göre uçağa almak, trigonetmerik hesaplar mı gerektiriyor?. Ne bekleyeceksek, salonda adam gibi beklesek, o klostrofobik havaya girmesek olmaz mı?.
Şimdi, okuduğum köşe yazıları, bana gelen e- maillere bakıyorum. Yaşadıklarım tesadüf değil. Asıl tesadüf, zamanında kalkan uçak..
Şimdi "Hızlı büyüme, yeni eleman ihtiyacı doğurdu. THY kalitesiz elemanla doldu. Bunların hepsi ondan" diyenlerin sayısı giderek artıyor. Yani bize gurur veren o büyüme, sanki kansere dönüşüyor..
"Gurur veren" deyişim boşuna değil. O tatsız İzmir yolculuğundan evvel, Four Seasons Boğaziçi'nde, sevgili dostum Marcus'la yemek yedik. Mısırlı Marcus Bey, Sultanahmet Four Seasons'ın Genel Müdürü idi. Şimdi Orta Doğu Four Seasonslar genel müdürü.
"Bu yaz işler harika.. Yüzde 95 doluyuz, İstanbul'da" dedi..
"Neye bağlıyorsun" dedim ve hiç aklıma gelmeyen bir cevap aldım..
"En başta Türk Hava Yolları'na.. Onlardaki müthiş gelişme, İstanbul'u turistler, işadamları ve kongreciler için çok cazip hale getirdi.."
Yani güce bakar mısınız?. Sırf THY gelişiyor diye, adeta ahtapotun kolları gibi yayılmaya bakar mısınız?. Oteller kazanıyor.. Restoranlar, eğlence yerleri kazanıyor. Buralardaki hizmet servisleri, buralara mal veren esnaf, çiçekçilerden, taksicilere yüzbinlerce insan THY'deki gelişmenin faydasını görüyor. Hiç aklınıza gelir miydi, Türkiye'nin kârının sadece THY bütçesinin "Kâr" hanesinde yazanlar değil, bunun onlarca, yüzlerce katı olduğu.. Asıl kârı, bu dolaylı hanelerin sağladığı..
Şimdi nasıl gurur duymaz,, nasıl üzerine titremezsiniz THY'nin..
THY yöneticileri son günlerde yoğunlaşan eleştirilerdeki samimiyeti dikkate almalılar ve hızla çözüm aramalılar..
Milletin sıtkı sıyrılmadan!..

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA