Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HINCAL'IN YERİ HINCAL ULUÇ

Bahçemdeki Van Gogh!..

Fatoş'un sesiyle kendime geldim..
"Hıncal Bey üstünüzde incecik bir gömlek var.. Hasta olacaksınız" dedi.. Bahçede şezlonguma oturmuş, öyle karşıya bakıyorum.. İçim sımsıcak.. Ama farkına vardım ki, ellerim, yüzüm, tenim buz..
O soğuk kış sabahında, ne zamandır öylesine oturmuşum bilmiyorum.. Hasta olursam, sorumlusu Van Gogh'tur..

***

Sabah erken kalktım, her zamanki gibi.. Giyinme odamın kapısı bahçeye açılır. Baştan aşağı cam.. Her sabahki gibi, kediler dizilmiş yan yana, içeri bakıyorlar. Elimde mama kutusu bahçeye çıktım ve kala kaldım.. Karşımda Van Gogh!.. Devasa bir Van Gogh!..
Ama tuval üzerindeki Van Gogh değil bu.. Gerçeği.. Yaşayanı..
Van Gogh'un Güney Fransa köylerindeki (Provence) çağının resimlerine ölürüm.. Ordaki sarılara.. Sarının bütün tonlarına.. Yeşiller arasındaki renklere.. Sunay, her Hollanda gezisi dönüşü nispet yapar.. "Hocam, Van Gogh müzesindeydim" diye.. Çok ama çok zengin olmayı bir tek sebeple isterdim.. Yatak odamdaki Van Gogh replikasının yerine gerçeğini asabilmek için.. O nasıl sarılardır öyle Tanrım!.. İşte o sarılar şimdi karşımda.. Benim bahçede şezlongum, duvarın dibinde durur. Oturdum mu, tam karşıda, bahçemi sınırlayan çitler vardır.. Vardı, yani.. Fransız usulü traş edilmiş.. Yeşil bir duvar gibi.. Evi satın aldığımda, on yıl evvel, bir sabah bahçıvanımız Gürsel Ustayı elinde makas fazlalıkları traş etmeye gelmiş gördüm. Araya karışan yabancı otları da temizleyecekti.
"Bak Gürsel Usta" dedim.. "Bu bahçede artık budama yasak.. Fatih Sultan Mehmet yasaları geçerli.. 'Ormanlarımdan bir dal kesenin, başın keserim' demiş ya, Sultan hani.. Bırak, doğa nasıl istiyorsa öyle büyüsün.. Sen sadece hastalık falan olursa uğraş.. Bir de besle.. Suyu, gübresi falan.." Tam karşımdaki zakkum ki, her zaman yeşildir, devasa bir hal aldı. Güneşi en iyi gören yerde çünkü.. Güneş bitkinin hayatı.. Bahçede ne varsa, zakkuma göz dikti.. Sarmaşıklar metrelerce sarkıp, zakkuma ulaştılar, yıllar içinde ve baştan aşağı kapladılar.. Sarmaşıklar mevsimlik.. İlkbaharda yeşerir, sonbaharda sararır, düşerler..
İşte o muhteşem Van Gogh'u yaratan onlar.. Yeşillerin içinde, sarının bütün tonları.. Kızıla, kızıl kahverengine kadar.. Yere de dökülmüşler, yeşil çimlerin üstüne.. Az ilerde, sevgili Orhan'ın, nur içinde yatsın, Mizanoğlu'nun kendi elleriyle diktiği mor yapraklı ağaç.. Onun hemen yanında, Fethiye Hillside'da, ölümünden bir hafta önce tatil yaptığımız Ercan Arıklı ile paylaştığımız evin önünde harika bir Akdeniz çamı vardı, âşık olmuştuk güzelliğine.. Yazmıştım dönünce.. Sevgili dost Edip İlkbahar okumuş, bana hemen bir fidanı armağan etmişti.. Ercan ağacı.. Onun garip, değişik yeşili.. Orhan'la Ercan'ın arasında Yasemin'in imzası.. Kendi elleriyle diktiği yasemin fışkırmış.. Ve de o sarıların yeşillerin arasında, bir doğa mucizesi.. Fil kulağını andıran devasa yapraklar.. Bal kabağı yaprakları..
Hani o çıtlattığınız minnacık çekirdek.. Her yazın başında koruma Mehmet eker.. O minnacık taneden çıkan kol, on metre ilerlemiş, yere yapışık.. Zakkumun dibine gelince, yukarı tırmanmış, güneşe ulaşmak için.. Altı metre de yukarı çıkmış.. O muhteşem, o doyulmaz, o şiirsel sonbahar sarıların arasında, dev yeşil bal kabağı yaprakları..
..Ve de musiki.. Doğanın müziği.. Kuş sesleri.. Çok sesli müzik yapıyor, ağaçların arasında uçuşan kuşlar.. Serçeler, cik cik.. Twit sesler.. Arkada baslar var.. Kargalar ötüyor.. Gak.. Gak.. Gak.. ve ara ara ritm.. Guguk.. Guguk.. Dalmaz mısınız, bu güzelliğe.. Bu sonbahar güzelliğine dalıp gitmez misiniz, hayatınızın sonbaharını yaşarken..

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA