Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HINCAL'IN YERİ HINCAL ULUÇ

Bu diyalogları Yılmaz Erdoğan yazmalıydı!..

Silsile filmini izleyip Kanyon'dan çıkarken aynen böyle düşünüyordum.. "Müthiş bir film yapma fırsatını kaçırmış BKM" dedim kendi kendime.. Öykü müthiş.. Oyunculuk müthiş..
Yönetmenin hele oyuncular üzerindeki çalışmaları müthiş..
Ama senaryo.. Ah o diyaloglar!..
Hele diyaloglar?.. Nasıl vurucu, nasıl tokat gibi olurdu?. Nasıl unutulmaz olurdu, onlarla birlikte filmde, mesela o diyalogları Yılmaz Erdoğan gibi bir usta yazsaydı!..
Cem Akkaş'ın öyküsü, bir gece yarısı başlıyor, sabaha karşı bitiyor.. Bir iş adamı, nişanlısı, avukatı (Ki onunla da ilişkisi var), nişanlının eski sevgilisi bir gece kulübünde buluşuyorlar.. Altı yıldır o kentte olmayan eski sevgili, iş adamının çocukluk arkadaşı, can dostu.. Şimdi de onun Karaköy'de biraz karanlık ilişkilerle yenilediği eski bir binanın projelerini çizmek için dönmüş kente.. O binada bir odada kalıyor zaten.
Kulüpte nişanlısını görünce, kaçıp eve dönüyor.. Nişanlı da peşinden.. Tam altı yıl önce kalan yerden devam edeceklerken, evde bir yabancı olduğu ortaya çıkıyor. Hırsız olmalı.. Adamın bir de kardeşi var, evde.. Kavga.. Adam merdivenden düşüyor.. Ve film başlıyor..
Öyle bir hikâye ki, herkesin herkesle çok farklı menfaat ilişkileri var.. Bir yanda, dostluk, can arkadaşlık, kardeşlik, vefa, aşk.. Öte yanda nefret, öfke, intikam, iç içe, yan yana.. Bir karmaşık duygular örgüsü yoğuruyor, hepsini..
Şimdi bunların diyalogları tokat gibi olmaz mı?.
Senaryoyu da yazan yönetmen Ozan Açıktan, hatalar da yapmış..
Bu akıllı telefonlar çağında, herkesin elinde telefon varken, iletişimin gereken anlarda kurulamamasının mantığı yok. Tamam gerilim sağlanıyor ama, mantık!.. İş adamında Tardu Flordun çok iyi bir oyun çıkarmış. Eski sevgilide İlker Kaleli inandırıcı.. Nişanlıda Nehir Erdoğan'ın sarı saçlarını yadırgadım en başta.. İyi oynuyor ama, bana sorarsanız Los Angeles'ta oynadığı Meleğin Sırları'nda çok çok daha iyiydi.
Geliyorum başa.. Özellikle bu üçlü arasındaki, ikili başlayıp, sonra üçlüye dönen diyaloglar çarpıcı olmayınca oyuncuların işi zorlaşmış.
Ozan Açıktan'ın asıl başarısı, baş roller dışındaki kadroyu yönetimi.. Özellikle evdeki yabancının kardeşinde Aytaç Usun ve onun mahalle arkadaşlarını izlerken kendimi West Side Story'de sandım.. Bu gençler çetesine iş bulurken, kendi yolunu da bulan Cihan tipinde Serkan Keskin başta, yardımcı rollerin hepsine özenilmiş.
Silsile, başından sonuna merak ve ilgiyle izlenen bir film, sonuçta. Yanlış anlamayın. Benim şikayetim, gördüklerimden değil, Türk sineması adına kaçan fırsatın büyüklüğünden..

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA