Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HINCAL'IN YERİ HINCAL ULUÇ

Eğer bir gün, beni bırakıp gidersen..

Sevgililer Günü, bir karttır.. Satın da alabilirsiniz, ona özel siz de yazabilirsiniz..
Aşkınızın ifadesidir.
Sevgililer Günü, bir kutu çikolatadır. Beynin mutluluk hormonu fetil emin içerir çikolata çünkü..
Aşkın kimyasıdır çikolata..
Sevgililer Günü bir kırmızı güldür.. Aşkın simgesidir..
Hepsi o.. Ötesi keyfinize, bütçenize kalmış..
Sevgililer Günü'nü bana Amerikalı eşim Holly öğretti. Ben de Erkekçe Dergimle Türkiye'ye tanıttım, 1981 yılı şubat ayında..
Yani 36 Sevgililer Günü yaşamışım bugüne dek..
Pek çok hediye aldım o yıllar boyunca.. Bir tekinin yeri ayrıdır.. Onu hala saklarım..
Kibrit Kutusundan büyükçe sert kapaklı bir kitapçık.. "Aşkım İçin Minik Bir Kitap"tı adı.. Açarken içinden daha da minik bir zarf düştü..
Pembe.. Aşkın asıl rengi.. Açtım..
İçinde bir kart ve el yazısı ile satırlar..
"bir gün beni bırakıp gidersen ben de seninle seninle gelebilir miyim?." O minik kitap, içindeki o zarfla hep başımın ucunda durur, yıllardır..

***
O minik kitabı, fal tutar gibi açmıştım ilk.. Stendhal'ın bir lafı çıktı karşıma..
O minik zarfı o sayfaya yerleştirdim..
Tam bizim kuşak, son romantikler için söylemişti Stendhal..
"Aşkın verebileceği en büyük mutluluk, sevdiğinizle ellerinizin ilk kez birbirine dokunuşudur.."
Ellerin birbirine dokunmasının nasıl bir mutluluk olduğunu iyi bilirim.. Aylar sürerdi, gözlerin buluşmasından sonra ellerin dokunması çünkü.. El ele tutuşmak efsane olurdu.. Anlatılmaz..
Niye defalarca yazdım bu köşede "En önemli duyu dokunmaktır" diye.. Beş duyumuz var.. Öteki dördünün özürlüsü, engellisi olur, şu veya bu sebeple..
Ama "Dokunma Özürlüsü" duydunuz mu hiç?. En ölümsüz duygudur dokunma..
Hele Sevgilinin dokunması..
Şimdi o dokunmanın yerini, "Dokunmatik telefonlar" aldı.. Bu kuşaklar eğer okuyorlarsa, gülüyorlardır, içlerinden de değil.
Kahkahalarla.. Ama ben asıl onlar için üzülüyorum..
O ilk dokunuşun heyecanını yaşamadıkları, "Bu el onun elini tuttu. Kokusunu, sıcaklığını koruyayım" diye o gün ve gece el yıkamak istemeyişin tadını asla alamayacaklarını bilerek..
"Son romantikleriz" derken ne olduğumuzu merak eden varsa, internete girsin ve Sevgililer Günü'ne atfedilen İş Sanat Şiir Gecesi yazımı okusun. Bizim kuşağı bir nebze tanır, belki..
Aşkını sevgilinin kulağına romantik şiirlerle fısıldardı, benim kuşağım..
Attila İlhan'ın, Ümit Yaşar, Özdemir Asaf'ın kitaplarını çıktığı gün kapışır, o gece bitirir, seçtiklerimizi ezberlerdik ki, sevgilimiz ilk bizden duysun..
Hani Sevgililer Günü'nün efsanesidir, Sabah erkenden kalkıp yola düşmek ve o sabah sevgilinin gördüğü ilk insan olmak için yolunda beklemek..
Onun gibi işte. Ona ilk fısıldayan olmak..
Ankara'da ilk defa kafeterya açılmıştı, Kolej yolunda.. Her öğlen tıka basa dolardı gençlerle.. Ben de Mülkiye'de okurdum ama her öğlen kafeteryaya gelirdim..
Bir gün geldim gene.. Kalkarken masaları toplayan delikanlı bir kâğıt getirdi önüme bıraktı..
"Şu masada oturan Kolejli kız yolladı" dedi. Oraya baktım. Bomboştu.
Kaçmış gitmişti..
Satırları okudum..
"Her gün kafeteryaya gelme çocuk!
O yeşil fuları boynuna sarma..
Vurulursun!." Gazeteye geldim.. Baba Oktay, nurlar içinde yatsın, Oktay Kurtböke..
"Bu satırlar, Attila İlhan'dan devşirme" dedi.. Aslını okudu bana ezberinden..
Dedim ya, son romantik kuşak diye..
"Boynuna o yeşil fuları sarma çocuk Gece trenlerine binme..
Kaybolursun.
Sokaklarda mızıka çalma çocuk Vurulursun.." O hiç görmediğim kızı hep sevdim bilir misiniz?.
Sonra bir kız daha çıktı, kafeteryada karşıma.. Karşı masada oturuyordu.
Bakıştık.. Daha sonraki günler..
Tesadüf, hep ayni masalarda karşılıklı oturduk.. Bakıştık, bakıştık.. Sonunda ben yazdım satırları bu defa, Nahit Ulvi Akgün'den..
"Bir şey var aramızda Senin bakışından belli Benim yanan yüzümden Dalıveriyoruz arada bir İkimiz de aynı şeyi düşünüyoruz belki Gülüşerek başlıyoruz söze Bir şey var aramızda Onu buldukça kaybediyoruz isteyerek Fakat ne kadar saklasak nafile Bir şey var aramızda Senin gözlerinde ışıldıyor Benim dilimin ucunda.." Sonra mı?.
Cemal Süreya "Aşk" şiirinde söylemiş işte.. Bulun okuyun..
Şöyle biter..
"Sonrası iyilik, güzellik!."

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA