Türkiye'nin en iyi haber sitesi
SÜLEYMAN YAŞAR

Bankaların Merkez'le çıkar ittifakı bozuldu mu?

Türkiye'de bankacılar, Merkez Bankası'nı yönlendirmeye alıştılar, çünkü taşıma para ticaretini (carry trade) kendilerine kazanç kapısı yaptılar.
Taşıma para ticareti, ucuz faizli parayla borçlanıp yüksek faizli paraya park etmek anlamına geliyor. Düşük faizli dolar üzerinden borçlanıp, aynı parayı yüksek faizli Türk parasına yatırmak bankacılara büyük kazanç sağlıyor. Bir dönem bankalar, Japon yeni üzerinden bu kazancı sağladılar, şimdi de dolar ve euro üzerinden borçlanıp Türk parasına park ederek kazanıyorlar.
Bu kolay kazanç, Merkez Bankası çok geç de olsa bir miktar faiz indirip 24 Ocak 2011'de kısa vadeli mevduat munzam karşılıklarını yükseltene kadar sürdü. Aslında bu kararı Merkez, Mayıs 2010'da almalıydı. Ama tam tersini yaptı. Herkes ucuz dolar karşısında tedbir alırken, bizim Merkez, değerli Türk parası diye tutturdu. Taşıma para ticaretine karşı hiçbir tedbir almadı.
Sonunda dış ticaret açığı geçen yıla göre yüzde 84.5 artarak 2010 sonunda 71.5 milyar dolara ulaştı. İhracatın ithalatı karşılama oranı yüzde 72.5'ten yüzde 61.4'e geriledi. Cari açık 2010'un ilk on bir ayında 41.6 milyar dolar oldu. Aşırı değerli Türk parasının neden olduğu ucuz ithalat, işsizliğin yüzde 11'in altına gerilemesini de engelledi.
Gelelim bu güne... Şimdi Merkez Bankası geç de olsa doğruyu gördü. Ama bu defa da onu yönlendiremeyen bankalar kızgın. Merkez'i dinlemiyorlar. Hatta Hazine'ye bile borç vermemek için ihale iptal ettiriyorlar.
Oysa Türkiye'deki bankaların yurtdışındaki bankalara borçları son bir yılda 75.4 milyar liradan 102.4 milyar liraya yükselmiş yani 21 milyar dolar çoğalmış. Bu riski sigorta (hedge) etsen de, bu defa balon etkisi yaratıyor. Varlık fiyatları ve cari açık yükseliyor. O halde düzenleyici yeni kararlar almakta fayda var.
Anlayacağınız, bankalarla Merkez arasındaki "yüksek faiz düşük kur ittifakı" mecburen bozulunca itirazlar başladı. Hatta ittifakın mecburen bozulduğunu AK Parti Başkan Yardımcısı Bülent Gedikli'nin "Merkez Bankası Vakfı acaba mevduatını hangi vadede tutuyor. Bunu merak ediyorum. Kendi vakfınızın mevduatını hangi vadede tuttuğunu lütfen kamuoyuna açıklayın. Eğer vade 1 yılın altında ise, Merkez Bankası Vakfı olarak 1 yıllık vadeli mevduata ilk geçen siz olun" sözlerinden anlıyoruz.
Bankalara tekrar dönersek... Bankalar hiç itiraz etmesin. Geç olsa da alınan kararlar, Türkiye ekonomisi için doğru kararlar oldu. Bankalar, Merkez'i dinleseler iyi olur. Çünkü Türkiye eski Türkiye değil. Bütçe açığı küçük, borç yükü düşük, yani kamu maliyesi sağlam. Eğer eskiden yaptığınız gibi piyasalarda oynaklık yaratırsanız, bu kez işler kendi aleyhinize olur. Çünkü bu dönem devletin değil, bankaların kısa vadeli borçları yüksek. Dolayısıyla "kârdan zarar" edersiniz! Dikkatli olma sırası şimdi sizde...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA