Türkiye'nin en iyi haber sitesi
SÜLEYMAN YAŞAR

Kendinizi mi yoksa Türkiye'yi mi düşünüyorsunuz?

Almanya'nın ikinci üç aylık büyüme rakamları açıklandı. Durum iç açıcı değil. Alman ekonomisi yılın ikinci çeyreğinde ancak binde bir büyüdü. Dolayısıyla Almanya'nın yıllık büyüme hızı yüzde 4.7'den yüzde 2.7'ye geriledi.
Peki Alman ekonomisi bu yılın ikinci çeyreğinde niye büyümedi? Daha doğrusu niye büyüyemedi? Büyüyemedi çünkü Avrupa Merkez Bankası (AMB) yüzde bir olan politika faizlerini son beş ay içinde yüzde 50 artırarak yüzde 1.5'e yükseltti. Bu yolla enflasyonu önleyeceğim derken, ekonomik büyümeyi durdurdu.
Ayrıca AMB bu faiz artırımıyla bir darbe de borç krizindeki ülkelere vurdu. Yunanistan, Portekiz, İrlanda, İspanya, İtalya ve Belçika gibi ülkelerin borçlanma maliyetlerini artırdı. Halbuki, AMB, zengin ülkelerin büyüme sorunu yaşadığı bir dönemde faiz artırımına gitmesinin iyi olmayacağı konusunda uyarılmıştı.
Gelelim Türkiye'ye... AMB'nin faiz artırımı yaptığı günlere...
AMB faizleri artırırken, bizdeki faiz lobisi de o günlerde çok bağırdı. "Ne duruyorsunuz siz de faiz artırımı yapın" diye bizim Merkez Bankası'na baskı yaptı. Ama bizim Merkez, lobinin baskısına teslim olmadı ve çok isabetli bir kararla faizleri artırmadı. Hatta son dönemde Merkez, İtalya ve İspanya'nın alevlenen borç sorunlarını dikkate alıp ve Avrupa'nın ekonomik durgunluğa doğru gittiğini önceden görüp, politika faizlerini yüzde 6.25'ten yüzde 5.75'e geriletti. Böylece bir ileri adım daha atarak Türkiye ekonomisini dış şoklara karşı güçlendirdi. Eğer bizim Merkez faizleri artırsaydı, Almanya'nın bugün yaşadığı büyüme şokunu sırf faizler yükseltildi diye biz de yaşıyor olacaktık.
İşte bu nedenle, bizdeki faiz lobisi Merkez Bankası'nın yeni yönetimine çok kızgın. Sadece Türkiye'yi düşünüyormuş gibi konuşuyorlar ama aslında onlar için kendi ceplerine girecek para önemli. Türkiye ekonomisi değil, kendi ekonomileri öncelikli.
Bu yüzden lobinin sözcüleri, Merkez Bankası'nın yeni yönetimine adeta saldırıyorlar. Hükümetin emrine girdiğini ileri sürüyorlar. Merkez'in, "yüksek faiz-düşük kur" politikasını terk etmesini bir türlü hazmedemiyorlar. Çünkü yüksek faizler sonucunda sağlanan milyarlarca dolarlık haksız kazançları yurtdışına transfer ettiremiyorlar artık.
Hemen bir rakam verelim. Bu yılın ilk altı ayında faizler gerilediği için, Hazine geçen yıla göre 5.1 milyar lira daha az faiz ödedi. Bu parayı kaybettiği için lobinin ve lobinin sözcülerinin canı fena halde sıkıldı. Lobi geçmişteki faiz kârlarını edemedi, lobinin sözcüleri de bekledikleri komisyonları alamadı. Kısacası faiz lobisinin ekonomisi biraz sarsıldı. Peki ya Türkiye'nin ekonomisi ne oldu? Faizlerin düşürülmesiyle tasarruf edilen bu 5.1 milyar lira okula, yola, hastaneye ve kamu hizmetine dönüştü.
Şimdi, yüksek faiz lobisine şu soruyu tekrar sormak gerekiyor: Siz bu ülkede yıllardır hep faiz artırımı istediniz. Türkiye'nin risk primini yükseltip sürekli yüksek faiz ödenmesine neden olan notunun yanlış olduğunu niçin hiç dile getirmediniz?
Bakın, İtalya ve ABD notları düşürülünce ayağa kalktılar. İtalya'da notçuların ofisini bastılar. ABD notçulara soruşturma açtı. Sizler niye bu güne kadar sustunuz? Türkiye'ye yönelik haksız notlamaya hiç ses çıkartmadınız? Şimdi de Merkez Bankası'nın, Hükümet'in emrine girdiğini ileri sürüyorsunuz. Bu ülkenin sade insanının kafasını şimdi de böyle karıştırmaya çalışıyorsunuz.
İddialarınızın tam aksine, Merkez Bankası Hükümet'in emrine girmedi, Merkez Bankası faiz lobisinin etkisinden çıktı. Zaten Merkez Bankası'nın Hükümet'in emrine girmesi de mümkün değil. Yeni Başkan'ın yol göstericiliğinde, artık küresel ekonomideki gelişmeleri önceden görebilen, alın terinin yanında duran ve faiz lobisi için değil, bu ülke için doğru kararlar alan bir Merkez var.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA