Türkiye'nin en iyi haber sitesi
SEVİLAY YAZIYOR SEVİLAY YÜKSELİR

Yerin dibine girdim! Kahroldum Amsterdam'da!

Kuru kuruya muhalefet insanın başına bela açıyor bazı zamanlar. Hatta utandırıyor. Ve hatta kahrettiriyor kendisine.
İşte bugünlerde geçmişte sıkı muhalifi olduğum bir konu yüzünden canım fena halde sıkkın.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi Turizm Atölyesi Direktörü, aynı zamanda Kadir Topbaş'ın danışmanı olan Tülin Ersöz, "Her zaman yönetenlerin Türkiye'nin tanıtımı konusunda eksik kaldığını savunuyorsun. Sana bu tezini çürüteceğimi söylemiştim. İşte şimdi tam zamanı. Gelirsen seni Hollanda'daki uluslararası fuara götürmek isterim. Bak bakalım eksik miymişiz, değil miymişiz?" davetini yapınca kalktım geldim işte bu kara kış zamanında Amsterdam'a.
Tülin Ersöz 'ü çok eskiden tanırım. Ve çok severim. 33 yıldan beri İstanbul Belediyesi'nde mimar kadrosunda çalışanlardandır o. Onunla her bir araya gelişimizde konuştuğumuz, üzerinde yorum yaptığımız ve tartıştığımız tek konu İstanbul'dur.
Tam bir İstanbul âşığı olan Ersöz, Aytekin Kotil belediyeciliğinden başlayan ve Topbaş'a kadar varan inanılmaz bir bilgi deposuna sahiptir. Bu nedenle kentin son 33 yılda yaşadığı değişimlere bire bir tanıklık eden ve hatta bizzat içinde olan Ersöz'e hep, "Tülin Hanım. Sen İstanbul Belediyesi'nin canlı tarihi gibisin. Bu anılarını CD yapıp dağıtsan, gelecek nesillere acayip bir miras bırakmış olursun" diye takılırım.
Neyse gelelim asıl konuya...
Yani Utrecht Turizm Fuarı'na.
Hani şu, "Türkiye'nin tanıtımı yapılamıyor. Yöneticiler eksik bu konuda!" deyip, abuk sabuk muhalefet yapıp da, orada gördükten sonra yerin dibine girdiğim şu fuara.
Bir kere Utrecht Fuarı inanılmaz ilginç ve bir o kadar da faydalı oldu benim için. Çünkü, bugüne kadar adını bile duymadığım, gidemediğim, gitme olasılığım olmayan onlarca ülke ve onların yetkilileri ile bir araya gelme, tanışma ve kaynaşma imkânı buldum bu vesileyle.
Öğrendiğime göre, toplam 154 ülkenin, 1600 stant ile katıldığı fuarı ilk gününde, turizm sektörüyle öyle ya da böyle ilişkili 23 bin profesyonel ziyaret etmiş.
Kültür ve Turizm Bakanlığı'nca organize edilen Türkiye standı dünya turizminin gözbebeği olan İspanya, Hırvatistan, Mısır, İtalya ve İsrail gibi ülkelerle yan yanaydı.
Ama neye yalan söyleyeyim, en muhteşemi, en gösterişlisi, en zengin görüntü vereni ve en ilgi çekicisi 38 katılımcının birlikte hazırladığı Türkiye standı idi.
Doğusundan, batısına... Kuzeyinden, güneyine benim güzel ülkemin tüm renkleri 750 metrekarelik dev alanda görücüye çıktı.
Ve gönüllü olarak katıldığım tanıtım faaliyetlerinde gördüm ki, aslında biz, nasıl mükemmel bir ülkeye sahip olduğumuzun farkında değiliz! Çünkü istisnasız her tanıştığım, her konuştuğum yabancı Türkiye'ye ayrı bir değer, farklı bir önem veriyor.
Hemen hemen hepsinin ağzından, Türkiye lafını duyunca dökülen sözcük, "Çok güzel bir ülke. Muhteşem doğa, derin tarih ve misafirperver insanlar..." dı.
Bir yandan, "Ahh ben ne salağım!" derken, bir yandan da, böbür böbür böbürlendim. Göğsüm patlayacaktı kabar kabar olmaktan yahu! Kim demiş, "Bu ülke güzel ama yalnız!"
Vallahi değil. Billahi değil. Hem güzel. Hem büyük. Hem de çok kalabalık!
Yaşasın bu güzel ülke!

YAZARIN BUGÜNKÜ DİĞER YAZILARI
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA