Bugün
Türkiye ve dünyada balıkçılık büyük bir krizin eşiğinde. Balık stokları, balıkçılığın denetimsiz ve plansız olarak büyümesi sonucunda çöküyor. BM raporlarına göre denizlerdeki balıkların yüzde 75'i çoktan tükendi ve büyük balık türlerinin ise yüzde 90'ı bitti. Geçen yıl aşırı ve yasadışı avlanmanın neden olduğu yavru balık avı ve satışını durdurmak amacıyla Greenpeace Akdeniz 'Seninki kaç santim?' kampanyasını başlattı. Greenpeace, Türkiye'de avlanan balıkların minimum boylarının bilimsel esaslara göre belirlenmesi konusunda 2007'den beri bir kampanya yürütüyor. Balık boylarıyla ilgili kampanya için balık boy cetvellerini kamuoyu ve yetkililerle paylaşıyor. Bu kampanyaların son ayağı olan 'Seninki kaç santim?' kampanyasıyla amaç, ülkemizde sürdürülebilir balıkçılık politikalarının geliştirilmesi. Bunun için atılması gereken ilk adım, yavru balık avı ve satışının durdurulması. Bu çerçevede Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı'nın balıkların yasal avlanma boylarını acilen değiştirmesi için bir imza kampanyası başlatıldı. Kacsantim.org sayfası üzerinde başlayan bu imza kampanyasına çok kısa sürede çığ gibi büyüyen imzalar atıldı. Bugün gelinen noktada yavru balık avını durdurmak için tam 621 bin 211 imza toplandı. İnsanlar günlerce yavru balıkları konuştu, imza kampanyasını paylaştı, Greenpeace'e kaçak trol avı ve yavru balık ihbarları geldi, konu sosyal ağlarda ve forumlarda tartışıldı. Balık stoklarının tükeniyor olması, yavru balık avı, sokaktaki vatandaşın gündemine oturdu. Vatandaş, restoranlarda ve balıkçılarda yavru balık gördükleri zaman isyan etti ve yavru balık almamaya başladı. Bunlar olurken Greenpeace, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı ile sürekli bilimsel çalışmaları paylaşmak üzere iletişim halindeydi. Bakanla birebir yapılan görüşmelerde, yasal avlanma boylarının su ürünleri sirkülerinde değiştirilmesi gerektiği vurgulandı. 'Kırmızı Telefon' adı verilen Tarım Bakanlığı'na yönlendirilmiş hatta gelen 3 bin arama, 5 bin SMS ve 14 bin 400 faks sonucunda, Bakanlık ilk adımı attı. Kamuoyu bilinci, balıkçıların ve akademisyenlerin desteğiyle Bakanlık, Greenpeace tarafından önerilen yeni balık boylarından bazılarını yasalaştırdı. 1 Eylül'den, yani yeni av sezonundan geçerli olmak üzere orfoz ve lagosun avlanma boyu 45 santim, lüferinki ise 20 santim olarak değiştirildi. Bu çok önemli bir adım ama yeterli değil. Dişi lüferler 25 santime ulaşınca, ancak bu boydaki lüferlerin yüzde 60'ı yumurtlayabilir. Düşünün 20 santimde ne kadarı üreyebilir. Çok daha azı. Ege Üniversitesi tarafından Tarım Bakanlığı'nın desteği ile tamamen lüfere yönelik yapılan son araştırmalar gösteriyor ki lüfer popülasyonunun yalnızca yüzde 10'u 20 santimde üremeye başlıyor. Bu nedenle Greenpeace, tehlike altındaki lüferin kurtarılması ve balıkçılarımız için lüfer stokları kendini toparlayabilsin diye avlanma boyunun 25 santim olması gerektiğini bilimsel esaslara göre söylüyor.
TELEFONLA ŞİKAYET EDİLEBİLİR
İstatistiklere bakılırsa, 2000'de lüfer stoklarında çok ani bir düşüş var. Ne olmuş? Avlanma boyunu 11 yıl önce 14 santime indirmişler. 2002'de 25 bin ton lüfer yakalanmışken, daha sonra, altı yıl içerisinde üretim 4 bin tona inmiş. Nedeni de lüferlerin çoğunun bir kere dahi yumurtlamasına izin verilmemiş olması. Zaten dünyadaki lüfer avcılığının yarısından fazlası, Türkiye'de gerçekleşiyor. Aslında balık stoklarıyla ilgili sıkıntı sadece lüfer de değil. Kalkan, palamut gibi diğer ticari türlerde de mevcut. Greenpeace, kalkanın yasal avlanma boyunun bilimsel esaslara göre 40'dan 45 santime çıkarılmasını, palamutun ise 25'den 38 santime çıkarılmasını talep ediyor. Sürdürülebilir balıkçılık politikalarının tam anlamıyla uygulanması yasal balık boyları kadar önemli. Bugün istavrit yerine bile yavrusu kıraça avlanıyor. Yasadışı ve aşırı avlanmanın engellenmesi ve denetlenmesi, sürdürülebilir balıkçılığın en önemli adımı. Tezgahlarda hâlâ yasadışı avlanmış balık bulunuyor. Bunu önlemek Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı'nın görevi. Yasal avlanma boylarına uyulup uyulmadığını denetlemeli. Vatandaşlar da kıraça, çinekop, sarıkanat ile karşılaşınca Greenpeace gönüllüsü olduklarını söyleyip, 174 numaralı telefonu arayıp bakanlığa şikayetlerini iletmeliler. Son olarak Türkiye'de hâlâ deniz ürünleriyle ilgili bir stok değerlendirmesi tam olarak yapılmadığı için popülasyon durumlarını bilemiyoruz. Bunun için acilen çalışmalar başlatılmalı. Greenpeace bundan sonra kalkan, palamut, levrek ve mezgit gibi diğer ticari türlerin de yasal avlanma boylarının bilimsel veriler ışığında değiştirilmesi için çalışmaya devam edecek. Türkiye için önemli olan sorumlu kıyı balıkçılığının yaşatılması, desteklenmesi ve endüstriyel avcılığın kısıtlanarak stokların korunması için bir strateji izlenmesi. Greenpeace, çocuklarımızın balık yiyebilmesi ve balıkçımızın geçimini sağlayabilmesi için mücadelesine devam edecek.
Bakana kalem projesi
Greenpeace, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker'e su ürünleri sirkülerini yeniden düzenleyecek imzayı atması için bir de yeni proje başlattı. Bakan Mehdi Eker'in kalem göndererek lüferi 25, kalkanı 45, palamutu 38, levreği 30, mezgiti 14,5 santimetreye yükseltecek imzayı atması isteniyor. Şu ana kadar yazar Elif Şafak, şef Mehmet Gürs ve Beşiktaş Koleji ile Bozüyük İlköğretim Okulu'nun duyarlı öğrencileri kalemlerin göndererek destek verdi. Kampanyaya katılmak isteyenlerin balıkların yasal avlanma boylarındaki değişiklik için 'Bakan'ın imza atacağı kalemi' notuyla beraber PK 329 Beyoğlu, İstanbul adresine yollamaları gerekiyor. Gönderilen bütün kalemler, Greenpeace tarafından, Bakan Mehdi Eker'e teslim edilecek.