SON günlerde insanlar birbirlerine nasıl hava atıyor dersiniz? Yatlarıyla mı, cipleriyle mi, yoksa tropikal seyahatleriyle mi? Hiçbiri... Son günlerin en havalı sözü şu: "Biliyor musun, Yaşar Büyükanıt ile ilgili telefon mesajı benim cebime de geldi!.." Evet, bu mesaj başlı başına bir statü sembolüne dönüştü. Kaynağı henüz tespit edilemeyen ve Büyükanıt Paşa'nın Genelkurmay Başkanlığı'nı önlemeye yönelik mesaj 4 bin "önemli" kişiye gönderilmiş. Hava basmak için "Vallahi bana da geldi" demek isterdim ama ne yazık ki söz konusu mesaj bana gelmedi. Demek ki, ülkenin 4 bin önemli kişisi arasında yer almıyorum. Buna üzülmeli miyim, sevinmeli miyim, bilmiyorum. Zira bu 4 bin "önemli" kişiye derin bir kaynaktan zırt diye mesaj atıldığına göre, telefonları da zırt pırt dinleniyordur diye düşünüyorum. Üzüntümü (!) hafifletmek için kendime bir teselli daha buldum. Mesaj gönderilen değerli zevatı tenzih ederek söylüyorum; "Ne idüğü belirsiz bir telefon mesajına aldanıp, etkilenmeyecek kişiler" kategorisinde görüldüğüm için mi bana mesaj atmadılar acaba? Benimkisi de züğürt tesellisi işte!.