- Arena için nasıl bir program hazırladınız?
- Gecenin konseptini Ayşe Ersayın hazırladı ve gazino konseptini uygun gördü. Benim de bir vefa borcum var kendi ekolüme, Türk Sanat Müziği'ne. O yüzden de genç, pırıl pırıl solistlerle sahneyi paylaşacağım. Bugüne kadar doğru bir şeyler yapmışsam, eğer sevenlerim varsa, o gece onlar orada olacaklardır, biliyorum. Hatta bir slogan koydum; bize bizi bilen gerek, çağırmadan gelen gerek.
- Yani sürprizler olabilir...
- TRT Radyosu Türk Sanat Müziği solistleri de benimle birlikte sahneye çıkacak. 'Yüksel Hanım siz sahip çıkıyorsunuz bize,' diyerek havalara uçtular. Sonuçta gazinoda İbrahim'le, Ajda'yla, Müjde'yle, Sezen'le; aklına kim geliyorsa onla sahne paylaştım, kader birliği ettim. Maksat para kazanmaksa ya da sükse yapmaksa geliriz gene bir araya ama bu böyle profesyonel bir gövde gösterisi değil, burada ben bana düşeni yapmalıydım. Bütün solistlerin saçı benim gibi taranacak, hepsi benim 80'li yıllarda giydiğim eski tuvaletlerimi giyecekler, hepsini getirdim buraya.
- Götürmüş müydünüz hepsini G.Afrika'ya?
- Ben üç konteynırla taşındım yavrum! Eşyalarıma kadar her şeyi götürdüm. Dokunduğum zaman ben kendi koltuğumu ya da masamı bulmak isterim ben.
- Siz bayağı masraflı gitmişsiniz. Eşiniz zengin miydi bari?
- O değil evladım, kendim gittim! (gülüyor)
- Peki... Gecede başka neler olacak?
- Boğaz'ın kıyısına bir gazino kurulacak. Sezen Aksu Türk Sanat Müziği söyleyecek, geçmişten bugüne hatıraları Demet Akbağ aktaracak, tabii ki fasıl da olacak.
- Heyecan ya da korku?
- Tabii ki heyecan var, baksana hiç durmadan konuşuyorum! Sahneden asla korkmam ama 15 senedir şarkı söylemedim. Şimdi biraz onun üzerinde çalışıyoruz.
- Bu konser son mu, devam edecek misiniz?
- Doktoruma danıştım; altı ayda bir ya da senede bir konser verebilirim. Eski tempomla karşılaştırınca mukayese edilemez. O kadar çalıştım ki ben, bir hamal kuvvetinde... Bir saat şan yapmakla bir saat taş taşımak aynı kapıya çıkar, çok yorucu iştir.
- Geriye dönüp bakınca, nasıl bir 60 yıl geçmiş?
- Acısıyla tatlısıyla hepsi benim, Allah'tan gelen her şey kabulüm. Derin nefeslerle acımı da içime çektim, neşemi de. Yaptığım hiçbir şeyden pişman değilim, olması gerekiyordu ve olan hayırlıdır diyorum.
- Hiç keşkeniz yok mu?
- Yok gibi bir şey... Keşkeyle niye uğraşayım ki? Zaten yaptıysam hatayı yaptım gitti, niye onla uğraşıp da bugünümü de zehir edeyim ki?