Türkiye'nin en iyi haber sitesi

SAVAŞ AY

Aşk oyunu değil planlı bir cinayet

Fotoğrafçı Mehmet Gülbiz'in öldürülmesinin ardında, ayrıldığı sevgilisi İranlı Farisa'nın korkunç planı vardı. Farisa, onu "yine birlikte olalım" diyerek ikna etti. Daha sonra kalbine bıçağı sapladı

Beyoğlu Tarlabaşı Bulvarı'nda, 220 numaralı İlçe Emniyet Müdürlüğü binasında büyük bir telaş ve sevinç vardı önceki akşam. Geçtiğimiz cuma günü Firuzağa'daki evinde hunharca öldürülmüş halde bulunan uluslararası fotoğraf sanatçısı Mehmet Gülbiz'in katil zanlısına ulaşmaya ramak kalmıştı çünkü. Olay anından beri evlerine dahi gitmeden cinayetle ilgili çalışmalar yapan Beyoğlu Asayiş Ekipleri yüzüp yüzüp kuyruğuna gelmişlerdi çözümün. Birinci dereceden zanlı olarak aranan İranlı sevgilisine ulaşmaya çok yakındılar.

POLİSLER HAREKETE GEÇTİ
İlçe Emniyet Müdürü Ali Gedik kurmaylarıyla son detayları da gözden geçirdikten sonra İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah'ı arayıp, "Her şey tamam müdürüm. Hedef olumlu. Talimatınızı bekliyoruz" dedi. Cerrah'ın, "Misafiri alıp kendi evinize getirin" parolası üzerine ekipler hemen yola çıktı ve Etiler Uçaksavar Mahallesi Muharipler Sokak'taki Yüksel Apartmanı'nın önünde durdular. Çelik yeleklerle donanmış polis amirlerinden bir grup ses yapmamak için asansörü bile kullanmadan 4'üncü kata çıkarken bir başka TİM evin arka tarafında herhangi bir kaçma girişimine karşı önlem almıştı.

BİR ANDA KÜL GİBİ OLDU
4'üncü kattaki kapının zilinde yabancı bir isme rastladılar. "Martin" yazılı bu zile bastılar. Kapıyı gözlüklü, esmer genç bir adam açtı ve bir anda neye uğradığını şaşırdı. Ekibin başında son derece deneyimli, dil bilen bir başkomiser bulunuyordu. İranlı kızın adını verip onu aradıklarını söylediler. O sırada kapıdaki konuşmaları duyan kız zaten oraya gelmiş ve başına geleceği anladığından kül gibi olmuştu. Polis amiri elinde sargı olan, kavuniçi-siyah çizgili bir eşofman giymiş olan kıza tek soru sordu önce: "Mehmet'ten aldığın eşyalar burada mı?"

KAFAMI MI KESECEKSİNİZ?
Bu çok ustaca sorulmuş bir soruydu. "Öldürdün mü, vurdun mu, kaçtın mı" şeklinde değil, doğrudan kayıp eşyalar soruluyordu. Kız anladı ki polis her şeyi biliyor. İçeri yürüdü ve ardından gelen amire eliyle yerdeki siyah bir çantayı işaret etti. Masanın üzerinde bir laptop vardı ve polisler gelene kadar o yine internete girmiş çet yapıyordu. Polislere tek sorusu oldu: "Ceza olarak kafamı mı keseceksiniz?.." Genç kız işlediği cinayetin sonunda kendisine kafa kesme cezası verileceğini sanmaktaydı. Hollandalı Martin ise hiçbir şey anlamamış saf saf ve devamlı sormaktaydı: "Whats going on here my officer? (Neler oluyor burada amirim) Sebep neydi diye sordu polis amiri. Kızın yanıtı kısaydı: "Çıplak fotoğraflarımı internette yayınladı, İran'da ölüm emrimin çıkmasına neden olacaktı!"

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.