Tayyip bey, Bakanlar Kurulu'nda bir soru sormuş: - İstanbul'da, olası bir depremin riskini azaltmak için acil olarak neler yapılmalı?
Herkes bu soru üzerine "ders" çalışmış. Ve sonunda "şöyle bir proje" ortaya çıkmış:
"Çatalca taraflarında zemin çok sağlam... Orada yeni yerleşim alanları açmak... Altyapılı arsa üretmek... 300-500 bin nüfuslu bir yerleşim birimi yaratmak... İstanbul nüfusunun bir bölümünü oraya kaydırmak."
Tabii, İstanbul'da "boşalacak alanları" da değerlendirmek.
"Tek katlı ticari projeler" uygulamak.
Bu projelerden doğacak rantı da "Çatalca projesinde" kullanmak.
***
İstanbul'un "yoğun risk bölgelerini" Çatalca yönüne aktarma dosyası şu anda Çevre ve Orman Bakanı'nda. "Her şey" hazır.
Ancak "düğmeye basılamıyor."
Neden?
Bakan Osman Pepe:
- Anayasa "orman alanları daraltılamaz" diyor... Çatalca'da, kentleşme için düşündüğümüz yerler ise, haritada "orman alanı" olarak görünüyor.
- Çare?
- Anayasa değişikliği.
***
Bakan bey "ilginç bir durumdan" bahsetti:
- Anayasamız diyor ki "deprem olursa, orman alanı olarak görünen araziye kent kurulabilir." Yani, bizim bu projeyi yaşama geçirmemiz için depremi mi beklememiz gerekiyor?