Milli Eğitim Bakanı Doç. Dr. Hüseyin Çelik'in makam odasında Yavuz Sultan Selim'in bir şiiri vardı.
Bakan bey "biliyor muydunuz" dedi. Ve "rubai" yi okudu:
- Sanma şahım herkesi sen sadıkane yar olur, / Herkesi sen dost mu sandın, belki ol ağyar (düşman) olur, / Sadıkane belki ol alemde bir dildar (gönül dostu) olur, / Yar olur, ağyar olur, dirdar olur, serdar olur.
***
Yavuz Sultan Selim'in şiiri gerçekten güzel.
- "Sayın Bakan" dedik.
- Sizin yazdığınız bir şiir var mı?
Doç. Çelik "Faruk Nafiz Çamlıbel'den bir şiir okuyayım" dedi:
- İçinde Türk'ün tarih boyunca çektiği çile var.
Okuduğu şiir "Han Duvarları."
On yıl var ayrıldım kına dağından, / Baba ocağından, yar kucağından, / Bir çiçek dermeden sevgi bağından, / Huduttan hududa atılmışım ben.
...................
***
- Neden Han Duvarları sayın Bakan?
- İsterseniz Nazım Hikmet'ten, isterseniz Yahya Kemal'den okuyayım... İsterseniz Necip Fazıl'dan.
- Teşekkür ederiz de... Neden Han Duvarları?
- 7 yaşında evimden çıktım... Döndüğümde 33 yaşındaydım... Gurbet, hasret bir başka şey.