28 Şubat "olayı" çok konuşuldu. "Çok" da konuşulacak.
28 Şubat 1987'nin Cumhurbaşkanı Demirel, aradan 8 yıl geçtikten sonra bugün "olayı" nasıl değerlendiriyor.
İşte Demirel'in "özet" yorumu:
- Devletin silahlı gücü fevkalade rahatsızdı... Dikkatle gözledim... 1960'taki, 1971'deki ve 1980'deki gibi bir rahatsızlık sözkonusuydu... Daha önceki 3 rahatsızlıkta da, devlete el koymuştu.
- Yani derin devlet işliyordu.
- Evet... Halaskar'ı zabitan... Kurtarıcılık... Vatan dara düştü, kurtaracağım.
***
28 Şubat'ta "asker, idareye el koymadı." Olay, hükümetin "gönderilmesi" ile kapatıldı.
"Böyle işlerin" acısı, sancısı, spekülasyonu, siyasi etkileri çoktur.
Zira "sivil işleyişe bir kışla müdahalesi" sözkonusu.
Pekçok yazarın adının üzerine "çarpı işareti" konuldu.
Gazetelerinden "atılmaları" sağlandı.
Ama "asker, fiilen işbaşına gelmedi... Meclis kapanmadı... Partiler feshedilmedi."
***
28 Şubat konusu açılınca...
"Sayın Demirel" dedik:
- Tanklar, Sincan'da kışladan çıkmıştı... Ama Kızılay'a, Meclis'e ilerlemeden, kışlanın diğer kapısından içeri girdi... Nasıl oldu?
Süleyman bey "anlatayım" dedi.
Ve gözlüğünü taktı.
"Gizli dosyayı" açtı.